Adından da anlaşıldığı gibi Türkmen yurdu, Türkmen diyarı ve Türkmenlerin yaşadığı bölge anlamına gelmektdir . Yani bir coğrafyanın adıdır Türkmeneli. 1200 yılı aşkın Irak Türkmenlerinin bu toprakları yurt edinmiş, kök salmış, üzerinde beylikler ve devletler kurduğunun adıdır Türkmeneli. Köklü bir kültürün var olduğu ve derin bir tarih yazıldığı toprakların adıdır Türkmeneli. Dirayetin, azmin ve kutsal mücadelenin adıdır Türkmeneli. Yapılan bazı araştırmaların sonucu kaleme aldığım bu yazıda Irak Türkmenlerinin tarihi, kültürü ve nüfusu hakkında detaylı bir bilgi verilmeyecektir. Çünkü Irak Türkmenleri hakkında çok sayıda araştırma yapılmış, bu konular üzerine yüzlerce kitap ve belgeler bulunmaktadır. Burada anlatılmak istenilen asıl konu, Türkmeneli adının anlamı, tarihi süreç içerisinde ortaya çıkışı, kimler tarafından kullanılmaya başlandığıdır. Türkmeneli coğrafyası Türkmen kökenli vatandaşlarımızın içinde yaşadığı iller, ilçeler ve sınırlarıdır. Türkmeneli bir vizyon mu! yoksa sadece coğrafi bir terimden mi ibarettir! Bugün Irak Türkmenlerinin çok sayıda sivil toplum örgütleri, siyasi parti, sosyo-kültürel kurum ve kuruluşları mevcuttur. Bunların birçoğu kuruluşlarının isimlerinin başında ’’Irak Türkmenleri’’ bir kısmı da direk ‘’Türkmeneli’’ olarak kullanmaktadır. Hatta Türk kamuoyunda Türkmenlerden söz edilirken bazen Türkmeneli , Irak Türkleri, Kerkük Türkleri, Irak Türkmenleri gibi değişik adlandırmalar yapılmaktadır. Bu durum hatta dünya komuoyunda da değişik olarak telaffuz edilmektedir. Bunun pek çok sebebi var tabi. Tarihi süreç içerisinde eğişik dönemlerde Irak’a yerleşen ve daha çok önceden müslüman olan Türkler, Irak Türkleri , Türkmenler, Oğuz boyuna mensup oldukları için Oğuz Türkleri gibi ifadeler kullanılmıştır. Irak Türkmenlerinin çoğunluğu Bayat boyuna mensup olduklarından bazen de Bayat Türkleri şeklinde ifade edilmiştir. ATATÜRK de bazı dönemlerde bu şekilde ifade etmiştir. Bazı dönemlerde Musul Türkleri gibi ifadeler kullanılmıştır. Osmanlı dönemine gelindiğinde ise yaklaşık 450 yıl boyunca o bölgeyi Musul, Bağdat ve Basra olmak üzere 3 vilayete bölerek idare etmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin ırk esası üzerine değil, din esası üzerine kurulduğu hepimizce bilinmektedir. Bu durum doğal olarak Türkmenlere bir ayrıcalık tanımadığı gibi, Osmanlı arşivlerinde veya salnamelerde Türkmenlerden ayrıcalıklı söz edilmemiştir. 1000 yıldan fazladır bu toprakları yurt eyleyen Türklerin yaşadıkları bu bölge Türkeli, Türkili olarak bilinmektedir. Türkmeneli’de yüz yıllardır her Türkün içinde ve fikrinde olup , ideolojik olarak yaşanmaktadır.

Tarihi süreç içerisinde belgelerle Türkmeneli Farsça’da ‘’-stan’’ eki mensubiyet anlamına gelmektedir. Bir topluluğun üzerinde yaşadıkları topraklarda bu eki sonuna eklendiğinde o topluluğa aitlik anlamına gelmektedir.Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Macaristan gibi bu örnekleri çoğaltabiliriz. Türkçe’de ‘’-eli’’ eki bir topluluğun adının sonuna eklendiğinde o topluluğun yaşadığı bölge veya çoğrafya anlamına gelmektedir. ‘’Rumeli ,Türkeli , Türkmeneli“gibi. Zaman içerisinde bu mensubiyet ekleri bazen bir coğrafi terim olarak o topraklar üzerinde yaşayan topluluğun adı olarak kalmıştır. Kimi zaman siyasi boyut kazanarak bir yönetim veya devlet haline gelmişlerdir. Yukarıda verilen örnekler bunun bir kanıtıdır. Bu doğrultuda hareket ederek Türkmeneli’nde de yüz yıllardır farkında olunmadan kullanılmıştır. Diğer bir ifadeyle Türkmenler ayrılıkçı ve bölücü bir düşünceye sahip olmadıkları için farklı bir siyasi boyut kazanmamışlardır. Ancak her Türkmen’in her Türk’ün kalbinde yaşanmakta olan, bir düşünce tarzı ve ideolojidir.

1785 yılında William Guthrine tarafından çizilmiş bir haritada Turcomania ( Türkmeneli) yazısı ise Irak’taki Türkmenlerin varlığının kanıtı olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda Irak’ın İngiliz işgali döneminde bölge valisi olan W.R. Hay, bölge ile ilgili kaleme aldığı kitabında, Türkmenlerin Irak’ta dağınık olarak değil, bölgesel şekilde yerleştiklerini belgelerle tespit etmiştir.

W.R. Hay 1918 ile 1920 yılları arası Irak’ta görev yapmış bir İngiliz subayıdır. Erbil, Kerkük, Musul, Telafer ve Irak’ın bir çok bölgesini gezmiştir. Kitabında Irak’ta Türkmenlerin kültürü, tarihi ve varlığından belgelerle söz etmiştir. "Belli bir şerit üzerinde bazı şehirler vardır. Bu şehirlerde yerleşik vatandaşlar Türkçe konuşurlar. Bu şerit, çoğunluğu Kürt olan bölgeyle çoğunluğu Arap olan bölgeyi birbirinden ayırır. Kerkük, Türklerin yoğun olduğu merkezdir. I. Dünya Savaşı'ndan önce nüfusu 30.000 idi. Şehrin etrafında da Türkçe konuşulan birçok köy vardır. W.R. Hay, kitabından.

Bu iki kaynağa ve yukarıda verilen bilgilere dayanarak; Irak’ta Türkmeneli coğrafyası ve Türkmeneli adı tarihi bir sürece, belgelerle yaşanmışlığının var olduğu ispat edilmiştir.

Prof. Dr. İhsan DOĞRAMACI ve Türkmeneli

Rahmetli İhsan Doğramacı bir dünya vatandaşı olarak eğitim, kültür ve sağlık açısından büyük hizmetleri olduğu gibi kendi hemşehrileri olarak Türkmenlere de büyük hizmetleri olmuştur. 1991 yılında Irak halkı ayaklanması ve teşkil edilen 36. Paralel güvenli bölge olarak ilan edildi.

Bugünkü Kuzey Irak, Erbil, Duhok ve Süleymaniye’de resmi bir şekilde başlatılan siyasi faaliyetler ile Türkmenler içinde büyük bir imkanlar doğmuştur. O dönem Saddam rejimine karşı muhalefet grupların merkezi Erbil olmuştur. Türkmenler de diğer milletler gibi siyasi faaliyetlerine Irak Milli Türkmen Partisi ile başlamış önce Şaklawa ilçesi daha sonra Erbil’de mücadelesine devam etmiştir. O geçiş döneminde Irak Türkmenleri ile ilgili tüm görüşmeler Bilkent Üniversitesi Prof. Dr. İhsan Doğramacı köşkünde gerçekleşiyordu. O görüşmelerde Muzaffer Arslan, Turhan Ketene, Rıyaz Sarıkahya, rahmetli Mustafa Kemal Yayçılı, Sinan Çelebi, Mahmut Çelebi ve adını saymadığım bazı Türkmen şahsiyetleri hazır bulunuyordu. Bu görüşmelerde Irak Türkmenlerinin siyasi geleceği, teşkilat, eğitim , kültür ve sağlık gibi pekçok konular üzerinde konuşuldu. Ayrıca finas bakımından rahmetli Doğramacı’nınTürkmenlere büyük yardımları olmuştur. Görüştüğüm bazı Türkmen siyasetçilerden aldığım bilgilere göre, Türkmeneli kelimesini ilk İhsan Doğramacı telaffuz ederek, bölgede bu ismin yaygınlaşmasını kurum ve kuruluşlara verilmesini önermiştir. Aynı düşüncede olan Rıyaz Sarıkahya 1994 yılında partisinin isimini Türkmeneli Partisi olarak kongre ile

değiştirmiştir. Bugün bölgede Türkmeneli Tv, Türkmeneli Gazetesi, Türkmeneli Radyosu, yurt içi ve yurt dışında birçok kurum ve kuruluşlara Türkmeneli isminin verilmesinde o dönemde Bilkent’te yapılan bu görüşmelerin etkisi büyük olmuştur.

Türk ve Dünya kamuoyuda Türkmenler. (Türkmeneli) Yukarıda Türkmeneli ismi hakkında kısa da olsa bilgi vermeye çalıştık.

Peki Türk kamuoyunda Türkmenler nasıl tanınmış veya tanıtılmıştır. Öncellikle şunu belirtmem gerekiyor ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti her zaman Irak Türkmenleri’nin yanında olduğunu, destek vediğini ve özellikle Türkmenlerin dünyaya tanıtılmasında çok önemli ve büyük bir rolü olduğunu vurgulamadan geçemeyeceğim.

Bugün Kerkük deyince, Irak Türkmenleri anlamına geldiği hepimizce bilinmektedir. Çünkü Kerkük birçok özelliği İle hem dünya hem de Türk kamuoyu üzerine dikkati çekmektedir. Bugün Türkiye’nin neresine gidiyorsanız söz konusu Irak Türkmenleri olunca Kerküklüyüm demek Irak Türkmeniyim demek anlamına gelmektedir. Kerkük hoyratları, Kerkük Türküleri, Kerkük şairleri demek Irak Türkmenlerin’in Türküleri, şairleri ve hoyratları anlamına gelmektedir. Bu durumu şöyle açıklayabiliriz:

1- Kerkük’ün Türkmenlerin milli ve kültür merkezi olması;

2- Kerkük’te Türkmenlere karşı yapılan katliamlar,zulümler, baskılar ve haksızlıklar sonucu Kerküklü Türkmenlerin duygu ve düşüncelerine yansıtarak yapılan bu haksızlıkları dile getirmelerinde daha çok Kerkük’ü vurgulamaları;

3- Osmanlı bu topraklardan çekildikten sonra huzur, güven ve adaletin yerini asimilasyon, baskı, gözyaşı ve yok etme sonucu en çok Kerkük’ten anavatan Türkiye’ye ve Avrupa’ya göç etmesi;

4- Türkiye ve Avrupa’ya göç eden Kerküklüler’in, Türkmeneli veya Irak Türkmenleri demek yerine Kerkük kimliğini ön plana çıkartmaları;

5- Bilim adamları, siyasetçi ,şair, yazar gibi birçok toplum temsilcilerinin Kerkük’ten yetişmesi ve bunların yazdıkları eserlerinde düzenledikleri etkinliklerde daha çok Kerkük’ü vurgulamaları;

6- Kerkük’ün jeopolitik ve jeostratejik önemi sonucu bölgesel ve ulusal rakabetin artılırması;

7- Petrol yatağı üzerinde olması neticesinde yıllarca tartışmaların ve çekişmelerin merkezinde olması;

8- Bölgedeki tartışmaların , rekabetin ulusal ve uluslararası medyada basında yer alması;

Sonuç

Yukarıda kısa da olsa Türkmeneli hakkında; tarihsel izlenimini, nasıl ortaya çıktığına dair süreci ve bazı önemli unsurları anlatmaya çalıştım.

Buradaki asıl amaç Türkmeneli coğrafyasının öğrenilmesi ve tanıtımıdır. Bugün Türkmeneli dediğimizde Irak’ın kuzey batısı Telafer’den başlayarak güneye doğru Irak’ın orta kesmi, doğusunda Mendeli’ye kadar uzanan şeritte Telafer, Musul, Erbil, Altınköprü, Kerkük, Tazehurmatu, Tuzhurmadu, Kifri, Hanekin ve Mendil’ye kadar olan bölge Irak Türkmenlerinin yaşadığı bölgelerdir. Bu topraklarda kurulan Türkmen devletleri ve beyliklerinin de tarihi eserleri ve kültürü çok açık bir şekilde görünmektedir. Her bölgenin kendine özel şive, adet, örf, gelenek, kültür özellikleri çok az olsa da farklılık göstermektedir. Ancak Türkmeneli coğrafyası bir bütündür merkezi Kerkük’tür.

Sözlerimi şu şekilde bitirmek istiyorum:

İbn Haldun “coğrafya kaderdir “der. Biz Türkmenler yaşadığımız coğrafyada bu sözün doğruluğunu fark etmekden ziyade yaşıyoruz ama vakit değerlerimizi fark ettirme vaktidir. Toplumun insanı şekillendirmesi yerine coğrafyanın bu şekillendirmede daha baskın rol aldığı gerçeği yadsınamaz. İnsanın yaşadığı coğrafya yalnızca kişiliğini değil kaderini de tayin etmektedir. Türkmeneli coğrafyası bir bütündür merkezi Kerkük’tür.

Sitemizde yer alan köşe yazıları, yazarın kendi düşüncesini yansıtmaktadır.