Kamuoyunda “Reşid Oteli Hükümeti” olarak bilinen Kerkük yerel yönetiminin kurulmasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Bu hükümet, olağanüstü koşullar altında, yasal teamüllere, anayasal ilkelere ve ulusal uzlaşıya aykırı şekilde oluşturuldu. Bu tek taraflı yapı, vilayetteki bileşenler arasında bölünmeyi daha da derinleştirmiş, hatta 2003’ten bu yana ilk kez, bu bölünmeler aynı bileşen içinde de çatışmalara yol açmıştır. Bu durum, toplumsal dokuyu yıpratmış ve gelecekteki herhangi bir barış veya uzlaşı girişimi için büyük bir engel oluşturmuştur.

Irak Türkmen Cephesi Birleşik Listesi, ilk andan itibaren açık bir vizyon ve ulusal sorumlulukla hareket etmiş; seçimler sonrası, adil bir denge sağlamayı, şeffaf ortak yönetimi ve üst düzey makamların dönüşümlü paylaşımını içeren bir uzlaşı mekanizması önermiştir. Bu, halk arasında güveni artıracak ve Kerkük’ün bileşenleri arasındaki uçurumu daraltacak bir yoldu. Irak Anayasası ve birçok yasal düzenleme, bu kerkükün özel statüsünü ve gerçek ortaklık temelinde yönetilmesi gerektiğini açıkça belirtmiştir.

Cephenin başlattığı bu girişim, Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu’nun (UNAMI) girişiminin doğal bir devamıydı. Yıllar süren ciddi diyalogların birikimi olan bu girişim, sorumluluğun en üst düzeyde ele alındığı süreçlerin somut bir yansımasıydı. Bizim önerimiz, bu ilkelerin gerçekçi bir uygulama biçimi ve vilayetin siyasal, toplumsal ve hukuki gerçekliğiyle uyumlu bir formüldü.

Yerel Yönetim Aşağıdaki Hukuk İhlalleriyle Kurulmuştur:

A. Özellikle 13. maddesiyle Kerkük’teki tüm bileşenlerin yönetime katılımını garanti altına alan Seçim Yasası’na açıkça aykırı davranılmıştır. Türkmen bileşeni tamamen dışlanmış, Egemenlik Listesi(Siyade listesi) ve KDP gibi kazanan diğer listeler de uzaklaştırılmıştır.

B. İl Meclisi oturumu, hiçbir yasal gerekçe olmadan Bağdat vilayetine taşınmış ve üyeler bu konuda bilgilendirilmemiştir.

C. Vali ve yardımcısının seçildiği oturum hukuken geçersizdir; çünkü üyeler resmi olarak bilgilendirilmemiş ve adaylık başvurusu süreci açılmamıştır. Bu durum oturumu yasal dayanağından yoksun bırakmakta ve sonuçlarını geçersiz kılmaktadır. Kuruluşunun Üzerinden Geçen Bir Yılın Ardından Yerel Yönetimin

Performans Değerlendirmesi:

• Siyasi uzlaşma eksikliği nedeniyle İl Meclisi neredeyse tamamen işlevsiz kalmıştır; hükümette yer alan iki üye istifa etmiştir.

• Tam gizlilik içinde çalışılmış; meclis kararları ve iç tüzüğü yayımlanmamıştır ki bu da Vilayetler Kanunu’nun açık ihlalidir.

• Projeler oylamasız geçirilmiş, ihaleler şeffaf olmayan yöntemlerle verilmiştir. Sözleşme fiyatları aşırı şişirilmiş, bazı projelerde maliyetler gerçek piyasa değerlerinin iki katına çıkmıştır.

• Projelerin dağıtımı adaletsiz yapılmış, bazı idari birimler açıkça görmezden gelinmiştir. Bu da vatandaşların dengeli kalkınma hakkını ihlal etmektedir.

• Vatandaşlara ait araziler talan edilmiştir; özellikle feshedilmiş Devrim Komuta Konseyi kararlarından etkilenen Türkmen köyü çardağlı gibi yerler, geçerli yasalara rağmen dışarıdan gelen yatırımcılara tahsis edilmiştir. Oysa bu arazilerin yasal sahiplerine geri verilmesi zorunludur. Bu tür ihlaller, başta Irak Temsilciler Meclisi, Yolsuzlukla Mücadele Kurumu ve Mali Denetim Divanı olmak üzere tüm denetim mercilerini ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye; israfı durdurmaya, sorumluları yargı önüne çıkarmaya ve vilayeti idari çöküşten ve mali yolsuzluktan kurtarmaya davet etmektedir.

Girişimlerin Boğulması ve İnsani Dosyaların Görmezden Gelinmesi:

Reşid Oteli Hükümeti, Başbakan’ın başlattığı “Kerkük Yönetimi Girişimi”ni baltalamıştır. Bu girişim, seçimleri kazanan listelerin katılımıyla üç toplantı gerçekleştirmiştir. Ancak bazı yerel güçlerin ciddi yaklaşım göstermemesi ve kasıtlı ihmali, bu girişimi başarısızlığa uğratmış; uzlaşı ruhuna büyük bir darbe vurmuştur.

Yaraları daha da derinleştiren şey, insani ve adil davaların, özellikle de kayıp kişiler dosyasının hâlâ görmezden gelinmesidir. Reşid Oteli Anlaşması'na katılan taraflar, bu dosyanın birkaç ay içinde çözüleceğine söz vermişti. Ancak, binlerce kayıp kişinin akıbeti hâlâ belirsiz; vaatler ve hayal kırıklığı arasında sıkışmış, somut hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir.

Dışlayıcı Bir Yaklaşım ve Ağır Hukuk İhlalleri:

Bugün, Kerkük halkı her geçen gün daha fazla farkına varıyor ki bu tek taraflı proje iflas etmiştir. Dahası, vilayetin kaynakları ve parası, seçim propagandası için kullanılmıştır; üstelik bu, Irak'ın dört başkanlık makamının açık uyarılarına rağmen yapılmıştır.

Yetkililer bununla da yetinmeyip, bazı federal bakanlıklara ve güvenlik kurumlarına resmi yazılar göndererek Türkmen gençlerini hedef almıştır. Bu, tehlikeli bir tırmanmadır; dışlayıcı bir yaklaşımı derinleştirir, Türkmen gençliğini ve ulusal partileri açıkça hedef almaktadır.

Rotayı Düzeltme ve Hakkı Teslim Etme Çağrısı:

Bu, Kerkük İl Meclisi üyelerinin hükümetin kurulmasının ardından açtığı davaya ilişkin Irak Yüksek İdari Mahkemesi'ne hızlı karar verme çağrısıdır. Amaç, yasalara uygun, uzlaşma ve katılıma dayalı, adil temsiliyeti sağlayan, tüm bileşenler arasında güveni yeniden tesis eden, yolsuzlukla mücadele eden ve vilayetin birliğini, tarihini ve halkının fedakarlıklarını koruyan yeni bir yerel yönetim kurmaktır.

Gelecek aşama, ulusal bir uyanış ve samimi bir dayanışma gerektirmektedir. Bu da, 16 ekim 2017’de eski Başbakan Dr. Haydar El-İbadi liderliğinde gerçekleşen Hukukun Uygulanması Operasyonu ile elde edilen kazanımları yeniden hatırlamayı zorunlu kılar. O operasyon, devletin otoritesini yeniden tesis eden ve hukukun üstünlüğünü sağlayan önemli bir dönüm noktasıydı.

Bugün sesimiz Kerkük için olsun: Kerkük halkınındır—bir tarafın değil, herkesindir.

Sitemizde yer alan köşe yazıları, yazarın kendi düşüncesini yansıtmaktadır.