Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, Münih Güvenlik Konferansı çerçevesindeki toplantılarının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Hükümetin kurulmasıyla ilgili olarak Barzani, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) heyetlerinin yeni bir müzakere sürecinde olduğunu belirtti. Şu ana kadar birçok görüşme yapıldığını söyleyen Barzani, yakın bir zamanda anlaşmaya varılmasını beklediklerini dile getirdi. Daha önce de teknik heyetlerin bir araya geldiğini ve görüşmelerin olumlu ilerlediğini belirterek, hükümet kabinesinin oluşturulması için yakın zamanda nihai bir sonuca varmayı umduklarını ifade etti.
Dün (15 Şubat) KDP’nin İmralı heyetinin Erbil’e ulaştığını, bugün ise kendisiyle bir görüşme yapıldığını belirten Barzani, heyetin Abdullah Öcalan’ın mesajını kendisine ilettiğini ve bu mesajın Türkiye’deki barış sürecine destek ile ilgili olduğunu söyledi. Barzani, 17 Şubat Pazartesi günü tekrar bir görüşme yapacaklarını belirterek, Öcalan’ın mesajının muhtemelen terör örgütü PKK’ya yönelik bir barış çağrısı olacağını ve PKK’nın bu çağrıya nasıl bir yanıt vereceğini beklediklerini ifade etti.
Türkiye ile barış süreci konusuna ilişkin Barzani, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bu konuyu görüştüğünü ve Türkiye’nin süreci ciddi bir şekilde yürütmeye çalıştığını düşündüğünü söyledi. KDP heyetinin Erbil’e getirdiği mesajın büyük ihtimalle yakın bir zamanda Abdullah Öcalan tarafından duyurulacağını ve muhtemelen bu ayın sonuna kadar bu çağrının açıklanmasını beklediklerini belirtti.
Barzani, terör örgütü PKK’nın bu süreci şiddetle değil, siyasi yollarla çözmesi gerektiğini düşündüğünü vurguladı. Öcalan’ın barış çağrısına PKK’nın nasıl bir tepki vereceğini görmek istediklerini söyledi.
Suriye’deki Kürtlerin durum hakkında da konuşan Barzani, Kürtlerin Suriye’nin yeni siyasi sürecine katılımının önemli olduğunu belirtti. Kürtler için en iyi yolun birlik olarak Şam ile müzakere etmek olduğunu vurguladı. Barzani, IKBY’nin 2003 sonrası Bağdat ile yürüttüğü sürecin başarılı olduğunu ve Suriye’deki Kürtlerin de birlik içinde hareket ederek Şam’a kendi gelecekleri için ortak bir tutumla gitmeleri gerektiğini söyledi.
Münih Güvenlik Konferansı’nda ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile de görüştüğünü belirten Barzani, Irak’ın bölgesel güvenlik ve istikrar açısından önemli bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı’nı Irak’a davet ettiklerini ve Erbil’de yeni ABD Konsolosluğu’nun açılışına katılmasını beklediklerini söyledi.
Peşmerge güçlerinin reform sürecine ilişkin de açıklamalarda bulunan Barzani, Almanya, Polonya, Belçika, İtalya ve ABD gibi ülkelerin bu sürece destek verdiğini belirterek, Peşmerge güçlerinin birleşmesi sürecinin ciddi bir reform programı çerçevesinde devam ettiğini ifade etti.
Son olarak, Münih Güvenlik Konferansı’nın kendileri için önemli bir fırsat olduğunu söyleyen Barzani, IKBY’nin bölgesel ve uluslararası güvenlik konularında görüşlerini diğer katılımcılarla paylaşma imkânı bulduğunu belirtti.
IKBY Hükümeti’nin kurulmasında ne aşamaya geldiğine ilişkin soruya Neçirvan Barzani şu yanıtı verdi:
“Evet, yeni bir görüşme sürecindeyiz. Yani, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) heyetleri yeni bir müzakere sürecindeler. Şu ana kadar, Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin yeni kabinesinin kurulması için birçok görüşme gerçekleştirdik. Yakın bir zamanda sonuç alacağımızı umuyoruz. Daha önceki görüşmelerimiz, eğer hükümeti birlikte kuracaksak, ortaklığın ne anlama geldiği ve bunu nasıl tanımladığımız üzerineydi. Hem KYB hem de KDP için bu konular önemliydi. Şimdiye kadar iyi bir ilerleme kaydettik ve umuyoruz ki yakın zamanda süreci tamamlayıp, hükümete katılacak diğer taraflarla birlikte pozisyonlar konusunda nihai bir anlaşmaya varacağız.”
Soru: Münih Konferansı çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı ile bir araya geldiniz. Irak’ta yeni ABD yönetimiyle doğrudan görüşen en üst düzey yetkilisiniz. Görüşmeleriniz nasıl geçti? Bu ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz, özellikle ABD güçlerinin Irak’taki varlığı ve olası değişiklikler açısından?
“ABD Dışişleri Bakanı ile iyi bir görüşme gerçekleştirdik. Ancak bildiğiniz gibi, kendisi henüz yeni göreve başladı ve çok uzun süredir bakanlık koltuğunda değil. Görüşmemizde, Irak ve ABD arasındaki ortak konuları ele aldık. Irak’ın bölgedeki güvenlik ve istikrarın sağlanmasında önemli bir faktör olması gerektiğini vurguladık. Irak’ın sorunların derinleşmesini önleyecek bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade ettik. Bu çerçevede hem Kürdistan Bölgesi adına hem de Irak adına konuları ele aldık. ABD Dışişleri Bakanı’nı Irak’a davet ettik ve kendisini Erbil’deki yeni ABD Konsolosluğu’nun açılışına katılmaya davet ettik.”
Soru: Uluslararası toplum sizin Suriye konusundaki tutumunuza büyük önem veriyor. Suriye Dışişleri Bakanı ile de görüştünüz. Yeni Suriye hükümetinde Kürtlerin ve diğer kesimlerin yer alması konuşuldu mu?
“Gerçekten de Suriye meselesi, tüm görüşmelerimizin ana konularından biri oldu. Bugün Suriye’de yaşananlar kimse için memnuniyet verici değil. Rejimin geçmişte halka büyük zulümler yapmasına rağmen, hala iktidarda olması dikkat çekici bir durum. Biz, Suriye’de tüm tarafların, özellikle Kürtlerin, gelecekteki siyasi süreçte yer almasını umuyoruz. Kürdistan Bölgesi olarak bizim için en önemli konu, Suriye’de istikrarın sağlanmasıdır. Suriye halkı daha iyi bir yaşamı hak ediyor. Geçmiş yıllarda büyük sıkıntılar yaşadılar, göç etmek zorunda kaldılar, evlerini kaybettiler. Bugün Suriye halkının daha iyi bir yaşam hakkı olduğunu düşünüyoruz.”
“Bizim Suriye’deki Kürtlere tavsiyemiz şudur: Birlik içinde hareket ederek Şam’a gitmelisiniz. 2003 sonrası Kürdistan Bölgesi olarak Bağdat’ta birlikte hareket etmemiz, başarılı bir deneyimdi. Aynı şekilde, Suriyeli Kürtler de yeni Suriye’nin sahipleri olarak kendilerini görmelidir. Şam, onların da başkentidir. Siyasi sürece mümkün olan en kısa sürede katılmaları gerekiyor. Yeni Suriye yönetiminin, ülkenin çeşitliliğini dikkate almasını ve tüm tarafları kapsamasını umuyoruz. Biz Kürdistan Bölgesi olarak, bu süreçte üzerimize düşen herhangi bir rolü üstlenmeye hazırız.”
Soru: ABD’de yeni bir yönetim iş başında. Bu değişimden dolayı endişeleriniz var mı?
“ABD’de yeni bir yönetimin iş başına gelmesi, doğal bir süreçtir. Yeni yönetimin farklı bir vizyonu ve dünyaya dair yeni bir bakış açısı var. Ancak önemli olan, ABD Başkanı’nın söylemlerine baktığımızda, barışın ve istikrarın sağlanmasını vurguladığını görüyoruz. Savaşların sona ermesini, dünyadaki krizlerin çözülmesini istiyor. Bence, bölgemizde ve Avrupa’da herkesin bu mesajları olumlu karşılaması gerekiyor.
ABD Başkanı Trump, savaşları bitirmek ve barışı sağlamak istediklerini açıkça ifade ediyor. Bugün dünya her zamankinden daha fazla barışa ihtiyaç duyuyor. ABD’nin bu hedefe nasıl ulaşacağı ayrı bir konu, ancak genel olarak bu mesajları desteklememiz gerekiyor. Bizim için endişe verici bir durum yok. ABD’yi önemli bir müttefik olarak görüyoruz ve Irak’ın da bölgede istikrarın sağlanmasında ciddi bir aktör olabileceğine inanıyoruz.”
Soru: Türkiye Dışişleri Bakanı ile de görüştünüz. Barış sürecini konuştunuz mu? Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı ile görüştüğünüzde, ABD Başkanı’na Suriye Kürtleri konusunda bir mesaj ilettiniz mi?
“Evet, Türkiye Dışişleri Bakanı ile görüştük ve barış sürecini ele aldık. Türkiye’nin bu süreci ciddi bir şekilde yürütmeye çalıştığını düşünüyorum. Şu anda İmralı’dan gelen heyetle ilgili görüşmeler devam ediyor. Öcalan’ın yakında bir çağrıda bulunması bekleniyor ve belki de bu ayın sonuna kadar bu çağrı yapılacaktır. Biz, PKK’nin bu çağrıyı olumlu karşılamasını istiyoruz.
Bu sorunun çözümü silahla veya savaşla mümkün değildir. Bu sorunun doğası gereği siyasi ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerekir. PKK’nin ciddi bir şekilde Öcalan’ın çağrısını değerlendirmesi ve buna olumlu yanıt vermesi gerekiyor. Biz, bu sürecin başarılı olması için her türlü çabayı destekliyoruz.
Türkiye Dışişleri Bakanı ile görüşmemiz, bizim için önemli konulardan biriydi. Hiç şüphesiz bu mesele, birkaç aydır bizim için ana gündem maddelerinden biri olmuştur. Suriye’deki kardeşlerimizle ilgili hususlar da bu kapsamda ele alındı. Biz, daha ilk günden itibaren sorumluluğumuzun farkında olduk ve herhangi bir olumsuz gelişmenin yaşanmaması için ciddi çaba sarf ettik. Bizim geçmişteki çabalarımız, oradaki kardeşlerimizi nasıl koruyacağımız yönündeydi ve bence bu politikada belirli ölçüde başarılı olduk. Türkiye de bu meselede bizimle iş birliği içinde oldu, kendilerine teşekkür ediyoruz.
Dışişleri Bakanı ile yaptığımız görüşmede, DEAŞ’ın yeniden canlanma tehdidi ciddi bir mesele olarak ele alındı. Kürdistan Bölgesi olarak DEAŞ’ı hâlâ Irak, Kürdistan Bölgesi ve Suriye için bir güvenlik tehdidi olarak görüyoruz. Görüşümüz, şu anda Irak’ın uluslararası güçlere ihtiyaç duyduğu yönündedir. Bu, Kürdistan Bölgesi’nin bakış açısıdır. Şu anda Irak’tan koalisyon güçlerinin çekilmesi için doğru zaman olmadığına inanıyoruz. Irak’ın özel bir durumu var ve desteğe ihtiyacı var. Belki bu konuda Bağdat ile görüşlerimiz farklı olabilir, ancak biz Irak’ın bütününe bakıyoruz ve ülkenin koalisyon güçlerinin desteğine ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. ABD Dışişleri Bakanı ile de bu konuda görüştük ve Irak’ın istikrara kavuşması için destek verilmesi gerektiğini vurguladık.
Bugün Irak’ta, Allah’a şükür, durum daha iyiye gidiyor. Örneğin, ekonomik alanda ilerleme kaydedildi, projeler geliştiriliyor. Bana Irak’ın şu anki en büyük sorununun ne olduğu sorulduğunda, trafik sıkışıklığının (otomobil yoğunluğunun) en büyük sorunlardan biri olduğunu söyledim. Bu, Irak’ın adım adım ilerlediğinin bir göstergesidir. Irak halkı daha iyi bir yaşamı hak ediyor ve biz de bu süreci dikkatle takip ediyoruz.
Bugün Kürdistan Bölgesi ile Bağdat arasındaki ilişkiler geçmişe göre çok daha iyi. Irak Başbakanı’na teşekkür ediyoruz, çünkü Kürdistan Bölgesi ile Bağdat arasındaki sorunların çözümü için büyük çaba sarf ediyor. Artık biz Bağdat ile iki ayrı taraf gibi değil, tek bir ekip olarak çalışıyoruz. Irak’ın tüm bileşenlerine hizmet etmek için nasıl birlikte çalışabileceğimizi düşünüyoruz”
Soru: Suriye’yi ziyaret edecek misiniz?
“Şu an için böyle bir planımız yok. Ancak geçmişte sık sık Suriye’ye, Şam’a, Kamışlı’ya ve Halep’e gittik. Umarım bir gün tekrar Kamışlı, Halep ve Afrin’deki halkımızı ziyaret edebiliriz.
Soru: Doğu Kürdistan’daki siyasi aktivistlerin idam edilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu konuda herhangi bir girişimde bulundunuz mu?
İran ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkiler iyidir. İran bizim komşumuzdur ve ekonomik, ticari ve diğer alanlarda ilişkilerimiz giderek gelişiyor. Bizim ilkesel tutumumuz, İran’ın iç işlerine karışmamaktır. Uluslararası ilişkiler açısından da bu doğru bir yaklaşım değildir. Bizim sorumluluğumuz Kürdistan Bölgesi’dir. Hiçbir tarafın çıkarına hizmet edecek şekilde müdahalede bulunamayız. Eğer yapabileceğimiz bir şey olursa elbette girişimde bulunuruz, ancak doğrudan iç işlerine müdahale etmek doğru olmaz. Bizim politikamız, İran ile ilişkilerimizi iyi tutmak ve karşılıklı saygı çerçevesinde devam ettirmektir. Aynı şekilde, İran’ın da Kürdistan Bölgesi’nin iç işlerine müdahale etmemesini bekliyoruz.”