08.01.2024, 15:43

Yerel Seçimlerin Ardından: Buğday Ektik de Arpa mı Biçtik?

Türkmeneli’de gerçekleşen yerel seçimlerin sonuçları, şaşırtıcı olmamakla birlikte, yıllardır karşılaşılan olumsuz olaylar ve yapılan hatalar zincirinin doğal sonucudur. 2003 öncesi Baas rejiminin Araplaştırma politikası, 2003’ten sonra Kürt partilerinin Türkmen bölgelerini Kürtleştirme çabaları, 2014’te DAEŞ’in Türkmen bölgelerine saldırı süreci ve 2017’den günümüze kadar devam eden Araplaştırma politikaları nedeniyle, Türkmenlerin Irak’taki varlığı tartışma konusu olma eşiğine gelmiştir.

Türkmenlerin kaderini belirsizleştiren bu büyük gelişmeler karşısında, hiçbir ciddi girişim söz konusu olmamış, cılız ve retoriğe dayalı reaksiyonlarla yetinilmiştir. Böylelikle Türkmeneli bölgesinin ve insanının akıbeti bir nevi, “doğal sirkülasyona” bırakılmıştır. Bir diğer tabirle, Türkmen bölgelerinde yapılan “oldu bittilere” teslim olunarak Türkmenlerin diğer taraflarla güç rekabeti peşinen kaybedilmiştir. Yapılan hataların büyük bölümü, Türkmen kuruluşlarının (Siyasi, toplumsal, kültürel, enformasyon) yapısal işlevsizliklerinden kaynaklanmaktadır. Halkın sorunlarına çözüm getiremeyen partilerin/iktidarların/sistemin varlığına da gerek yoktur. Türkmenlerin Irak’taki varlığından rahatsızlık duyan herhangi bir aktöre, “Türkmen siyasi hareketinin sonu en hızlı ve en kalıcı şekilde nasıl getirilebilir?” diye sorarsanız muhtemelen, “Mevcut sistemleri devam etsin, zaten sonlarını getirecek” şeklinde cevap alırsınız. İnsanlarımızın geleceği, Irak’taki milli varlığımız ve bölgelerimizin Türk kimliği gözümüzün önünde yok olurken, bu olumsuz gidişat karşısında hiçbir ciddi çalışma yapılmamakta ve kuruluşlarımız, “dostlar alışverişte görsün” modunda takılmaya devam etmektedirler. Bu kahredici durumun sorumlusu sadece makam-mevki işgal eden vasıfsız yöneticiler değil, duruma kayıtsız kalan herkestir. Partilerin/iktidarların/sistemin çürümüşlüğüyle mücadele etmeyen neme lazımcı halklar da yaşadıkları kötülüklerden sorumludur. Toplum her şeyi partilerden ve/veya hükümetten beklememelidir. Türkmen kuruluşları, mevcut imkanlar ölçüsünde, azami düzeyde iyi yönetilseler dahi Türkmen toplumunun her alanda ileri bir konuma gelmesi beklenmemelidir. İnsanlık tarihi boyunca, beka mücadelelerinde devlet/tüzel aygıtların yanı sıra toplumların da seferber olduğu bilinmektedir. Toplumun katkısı, fedakarlığı ve desteği olmadan hiçbir kurtuluş mücadelesi başarıya ulaşamaz. Bunların yanı sıra Türkmen yöneticilerinin yeni bir siyaset modeli geliştirememeleri, Türkmen toplumunun depolitize olmasına neden olmuştur.

Bu bağlamda Türkmen kuruluşlarını ihtiva eden sisteme ilişkin bazı hususları yinelemekte fayda görüyorum:

  • Adaletsiz ve ötekileştirici yaklaşımlar nedeniyle Türkmen’i Türkmen’e düşmanlaştıran,

  • Türkmen insanını, siyasi partilere ve seçim sandığına küstüren,

  • Türkmenlerin iç ve dış göçle Irak'ta azınlık duruma düşmesi sürecinde acziyet gösteren,

  • Türkmenleri Irak’ta güçlü bir aktör haline getirmek yerine, diğer aktörlerin yancısı yapan,

  • 2003’ten beri, bütün alanlarda Türkmenlerin kayıplarını önleyemeyen,

  • Bütüncül bir toplum siyaseti yerine, “tek parti” ve “tek adam” siyaseti benimseyen,

  • Parti içi hukuku ve demokrasiyi lağveden,

  • Güçlü kurumsal yapılar inşa etmek yerine, vasıfsız kişiler üreten, Bu sistem değişmelidir…

Türkmen hareketi içerisinde faaliyet gösteren tüm kuruluşların teşkilatlarını (Siyasi, toplumsal, kültürel, enformasyon) yeniden yapılandırıp köklü düzenlemeler içeren reformlar yapmadan karşılaşılan kriz ve sorunlarla uğraşmak, hayaletle boks yapmak gibidir. Mevcut sistemde siyasi kuruluşlar ilgi odağı olurken, eğitim, sanat ve sosyal alanlardaki çürümüşlükler ihmal edilmiştir. Siyasi yapılarımızın tökezlediği bir ortamda diğer alanlarda reform çalışmaları yapmak mümkün olamamıştır. Değişim bir süreçtir, Türkmeneli’de gerçek bir değişim, “Tek parti” siyasetinden, “Toplum” siyasetine dönüşmekle mümkündür. Türkmen toplumu yapısı gereği heterojen bir dokuya sahiptir. Türkmenlere tek bir yöneticiyi benimseterek Türkmen kuruluşlarını tek bir siyasi çatı altında birleştirme çabası Türkmenlerin sosyolojik realitesi ile bağdaşmaz. Irak’ın üçüncü ana unsurunu teşkil eden üç milyon nüfuslu bir topluluğun kaderini tek bir partiye bağlamak, tüm yumurtaları aynı sepete koymakla aynıdır. Gelenekselleşen bu yanlış siyasetten bir an önce dönülmelidir. Bundan yola çıkarak, Türkmen hareketinde şahıslar yerine kurumsal yapıları, tek bir yapı yerine de birden fazla yapıyı desteklemenin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Toplum yapısını bir aileye benzetecek olursak, aile içinde daha az ilgi gören çocuk, ev dışında çözüm arar. Daha çok ilgi gören kardeşini kıskandığından dolayı evin huzurunu bozar. Bu yüzden istikrarlı ve sağlıklı bir aile yapısının oluşması için, velinin, herkesin hukukuna riayet ederek adaletli olması gerekir. Bu durum toplumlar için de geçerlidir. Sistemin dışında bıraktığınız aktörlerin farklı arayışlar içine girmesi olağan bir durumdur. Bu olgu, Türkmen hareketinde ötekileştirmenin ve kardeş kuruluşlar/şahsiyetler arasında taraf tutmanın doğurduğu kaçınılmaz sonuçtur.

Gelinen noktada, kronikleşen sorunlar yumağıyla, Türkmen kuruluşlarının mevcut kapasite ve kadrolarla mücadele etmesi imkansız hale gelmiştir. Bu durumdan hiçbir Türkmen kuruluşu müstesna değildir. Irak’ta Kürtler için Kürt Bölgesel Yönetim’i ne ise, Bağdat’ta Araplar için Merkezi hükümet ne ise, Türkmenler için de Türkmen siyasi partileri o konumdadır.

Türkmen toplumu Merkezi hükümette ve Kürt Yönetimi’nde hakkıyla temsil edilmediğinden dolayı, tek meşru temsilcisi olarak Türkmen siyasi partilerini görmektedir. Bu yüzden toplumun beklentisi yüksektir. Türkmen partilerinin bu durumu kavraması ve yönetmesi gerekmektedir. Türkmen siyasi partileri, çağın ruhuna uygun metotlarla kapsamlı bir revizyon sürecine gitmelidir. Kaybedecek çok şeyi kalmayan Türkmen hareketinin yeni yüzlere ve yenilikçi fikirlere ihtiyacı bulunmaktadır. Yüz yılı aşkın süredir, Irak’ta Türk varlığını yok edemeyen karanlık odaklar ve işbirlikçileri, politikalarının son safhalarına gelmiş olmaktan memnun olmalıdırlar. Bölgede ve dünyada dengelerin ve güç parametrelerin yeniden şekillendiği bu dönemde, Türkmenlerin devre dışı bırakılması, sadece Irak’ta değil Ortadoğu’da da dengeleri etkileyecektir.

Not: Yazılar kurumun değil, yazarların fikrini içeriyor.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 33 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 35 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 36 43
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 35 77
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 35 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17