"Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır"

Dünya 01.03.2023, 14:22
"Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır"

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyleydi:

"Ülke olarak her ne kadar birisi kabul etmese de veya birileri kabul etmese de asrın felaketi diye nitelenen 6 Şubat tarihli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler ile sonrasında gelen ve büyüklüğü 6,6'ya kadar çıkan 11 bin 400'ün üzerinde sarsıntılar yaşadık. Bölgedeki illerimizin 62 ilçesinde ve 10 bin 190 köyünde çok ciddi yıkıma sebep olan depremleri hala da yaşamaya devam ediyoruz.

Deprem bölgesinde ve çevresinde büyüklükleri 4'ün, 5'in, 6'nın üzerine kadar çıkabilen artçı sarsıntıların yol açtığı tedirginlik sürüyor. İçinden geçtiğimiz sürecin normal bir durum olmadığını ülkemizdeki ve dünyadaki tüm bilim insanları söylüyor. Gerçekten de Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır. Yaşadığımız coğrafyanın bir gerçeği olan depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir. Bize düşen görev, evvela deprem öncesi altyapısıyla, yollarıyla, hastaneleriyle, okullarıyla, konutlarıyla, iş yerleriyle, güvenli yerleşim yerleri inşa etmek, hazırlık yapmaktır. Depremin ardından ise olabilecek en hızlı ve etkin acil yardım çalışmalarını yürütmek, yaraları sarmak, yıkımları telafi etmektir. Her iki konuda da ülkemiz son 20 yılda geçmişle mukayese edilemeyecek kadar büyük ilerleme kaydetmiştir.

Sadece bizim neslimiz 1966 Muş Varto, 1970 Kütahya Gediz, 1971 Bingöl, 1975 Diyarbakır Lice, 1976 Van Muradiye, 1983 Narman Erzurum, 1992 Erzincan, 1999 Marmara, 2011 Van, 2020 Elazığ Sivrice ve İzmir depremlerini bizzat hatırlamaktadır. Bunların dışında orta ve küçük çaplı, çoğu maddi hasara ve can kaybına yol açan yüzlerce depreme daha maruz kaldık. Seliyle, heyelanıyla, yangınıyla, kuraklığıyla daha farklı afetlerle de sıkça yüzleştik.

Terörden sığınmacı akınına, siyasi ve sosyal kaos denemelerinden darbe teşebbüslerine kadar tabii olmayan ama her biri ayrı bir felaket mahiyetindeki diğer sınamaları da bunların üzerine eklememiz gerekiyor. Ama 6 Şubat'ta 11 ilimizi birden vuran, bilhassa Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman'ı adeta yerle yeksan eden deprem fırtınası milletimize hepsinden daha büyük bir acıyı yaşattı. Deprem yaklaşık 500 kilometrelik çapa sahip bir alandaki 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Üstelik bu felaketle ağır kış şartlarının olduğu bir dönemde karşı karşıya kaldık. Bir yandan depremin yıktığı altyapının ve yaşanan karmaşanın getirdiği zorluklar, diğer yandan hava şartları bizi gerçekten zorladı. Buna rağmen depremden sadece birkaç saat sonra bakanlarımız deprem şehirlerine ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladılar.

Ayrıca genel merkezimiz ve Meclis grubumuz tüm merkez yürütme kurulu ve merkez karar yönetim kurulu üyelerimiz ile milletvekillerimizi illerimizde görevlendirerek sahadaki bu çalışmalar aynı gün dahil olmalarını sağladık.

Son tespitlere göre depremde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 203 bin 958 binada 583 bin 628 bağımsız bölüm var. Bunların yüzde 98'i de 2000 öncesi yapılan binalardan oluşuyor. Sadece yıkık durumdaki bina sayımız 31 binin, bağımsız bölüm sayımız 89 binin üzerindedir. Ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekiplerini, dünyadaki arama kurtarma ekiplerinin de çok önemli bir kısmını deprem bölgesinde topladık. Buna rağmen ancak 35 bin arama kurtarma görevlisine ulaşabildik. Bölgede görevlendirdiğimiz toplam kamu personelimizin toplam sayısı 271 bin, iş makinesi sayısı 15 bin, uçak sayısı 78, helikopter sayısı 115, gemi sayısı 38'dir.

Diğer kurumlarımız gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de tüm imkanları, bölgedeki ve bölge dışından takviye olarak gelen 10 binlerce personeliyle bu çalışmalara katıldı. Ülkenin dört bir yanından intikal eden gönüllülerle neredeyse yarım milyon insan depremzedelerimizin yardımına koştu.

Normal şartlarda ideal bir arama kurtarma ekibi 80 kişiden oluşurken bu sayının en küçük birimde bile 20 kişiden aşağı olmaması gerekiyor. Bir başka ifadeyle bölgeye gönderdiğimiz tüm arama kurtarma personeliyle ideal olarak 437 binaya, asgarisinden 1750 binaya aynı anda müdahale edecek kapasiteye ulaştık. Bu rakamlar değil ülkemizde, dünyanın tamamında etki alanı, yıkım gücü ve can kaybı itibarıyla böylesine büyük çaplı bir felakete aynı anda müdahale edebilecek sayıda profesyonel arama kurtarma ekibi bulmanın mümkün olmadığına işaret ediyor.

Nitekim bu hakikati ülkemize gelen yabancı ekipler ve uzmanlar da açıkça ifade ettiler. Tabii ki biz ne bunların ne de başka bahanelerin arkasına asla sığınmıyoruz. Felaketin haberini alır almaz şartları sonuna kadar zorlayarak yapılabilecek her şeyi yapmanın gayreti içinde olduk. OHAL bölgesi, afet bölgesi ve mücbir sebep ilanlarını hemen yaparak hukuki altyapıyı kurduk. AFAD'ın yanı sıra belediyelerimizi, STK'larımızı, polisimizi, jandarmamızı, askerimizi, sağlıkçımızı, madencimiz, ormancımızı, karayolcumuzu, din görevlimizi, savcılarımızı, gönüllülerimizi, velhasıl sahada ihtiyaç duyulabilecek herkesi seferber ettik.

Uluslararası yarım çağrımıza cevaben bölgeye intikal eden dünyanın 90 farklı ülkesinden ekipleri de hızla devreye aldık. Elbette buna rağmen kimi eksiklikler, aksaklıklar, gecikmeler yaşanmıştır ama herkes şahittir ki var gücümüzle, olabilecek en hızlı şekilde depremzede vatandaşlarımızın yardımına kaştık. Birilerinin insanlarımızla birlikte devletin ve hükümetin de yıkıntılar altında kalmasını adeta ellerini ovuşturarak beklediklerini biliyoruz. İlk andaki eksikler hızla tamamlanıp arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, yardımlardan geçici barınma alanlarına, altyapının düzeltilmesinden kalıcı konutların inşasına kadar acilen yapılması gereken tüm işler yoluna girince bunlar da hemen eski kimliklerine büründüler.

Siz birilerinin asker üzerinden, çeşitli kurumlarımız ürerinden, insanımızın acısı üzerinden kısır tartışmalar açma çalışmalarına bakmayın. Bölge halkının devletin tüm unsurlarıyla deprem anından itibaren harekete geçtiğini, 85 milyonun fiilen ve kalben yanında yer aldığını bizzat yaşayarak görüyorum. Buradan bir kez daha depremin ilk anlarından itibaren sahada canla başla çalışan herkese, bakanlarımızla birlikte milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın her birine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemizin yardım çağrısına destek veren dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum.

Bölgeyi görenler verilen mücadelenin ve gösterilen gayretin büyüklüğünü çok iyi biliyor. Biz de daha önce eşine benzerine rastlanmamış bu felaketin ilk anından itibaren yaşanan her şeyi takip ediyoruz, murakabesini ve muhasebesini yapıyoruz. Sorulması gereken hesapları da adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur. Öyle de davranıyoruz. Bugün yavru muhalefet çıkmış yargıyı bizim yönlendirdiğimizi, yargıya bizim adeta yön verdiğimizi… Ayıptır. Türkiye'de Erdoğan'ın bu konuda nasıl davrandığını rabbim bilir. Sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt ve şunu iyi bilin ki bu millet inşallah 14 Mayıs'ta gereğini yapacaktır. Asla bu tür kuru sıkı atanlara da pirim vermeyecektir. Tabii birileri için oturdukları yerden atıp tutmak, esip gürlemek, ağzına geleni söylemek kolay. Onlar deprem bölgesine gidip sadece konuşacak, sadece poz verip dönecek, sadece kameralar önünde yaşanan acıların istismarını yapacak. Çünkü bunların sırtında ülkenin yükü, milletin sorumluluğu, insanların vebali yok. Biz söylediğimiz her şeyi yapmakla, yaptığımız her şeyin hesabını vermekle mükellefiz.

Yaraları saracağız, sarıyoruz. Yıkılanların yerine daha iyisiyle yenisini yapacağız, gönülleri alacağız, insanımızın önüne yeni bir gelecek, yeni bir hayat inşallah sereceğiz. Eksiklerimizi söylemek, helallik istemek bizim zafiyetimiz değil, milletimizle aramızdaki samimi muhabbetin ifadesidir. Milletimizle böyle bir gönül bağı olmayanlar adeta deprem turisti edasıyla bölgeden gelip geçenler bu hasbi muhabbetin manasını kavrayamaz. Onun için dikkat ederseniz deprem anından beri bu kifayetsiz muhterislerin hiçbirini muhatap almadık, cevap vermeye tenezzül etmedik. Şu anda biz can derdindeyiz, onlar da mal derdinde. Aramızda böyle bir fark var."

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17