Erşat Hürmüzlü ile Türkmenleri konuştuk

Kerkük Vakfı Başkanı Erşat Hürmüzlü, bir toplumun ayakta kalması için söylem birliğinin var olması gerektiğini söyledi. Bir milletin kendini tanıtması için önce kendini tanıması gerektiğini belirten Kerkük Vakfı Başkanı Hürmüzlü,...

16 Eylül 2020, 23:19 Barzan Kahveci
Erşat Hürmüzlü ile Türkmenleri konuştuk

Kerkük Vakfı Başkanı Erşat Hürmüzlü, bir toplumun ayakta kalması için söylem birliğinin var olması gerektiğini söyledi.


Bir milletin kendini tanıtması için önce kendini tanıması gerektiğini belirten Kerkük Vakfı Başkanı Hürmüzlü, “Ciddi bir şekilde fikirlerin, Türkmen’in ülküsünün ne olduğunu, Türkmenlerin Irak’ta ne istediğini, Kürtlerle, Araplarla, dinlerle, mezheplerle ilişkilerinin ne olduğunu anlatmalıyız.” şeklinde ifadelerde bulundu.

Hürmüzlü, Türkmenlerin dünü ve bugününe ilişkin görüşlerini Tba’ya anlattı.

Türkmenler Irak’ta tarih boyunca birçok katliam ve haksızlığa uğradı, geçmişten günümüze baktığımızda Irak Türkmenlerinin durumunu nasıl görüyorsunuz?

Her milletin bir beka mücadelesi olur, Türkmenlerin de olmuştur ve siyasi mücadeleleri de olmuştur. Osmanlı Devleti’nin herkesi, bütün katmanları kucaklayan bir devlet olayından ayrılıp ulus devlet haline gelen bir Türkiye kurulmasından sonra gayet tabii muhtelif ayrı ayrı devletler kuruldu. Bunların birisi de Irak oldu. Irak’ın nasıl kurulduğunu, tarihini hepimiz biliyoruz. Lozan Anlaşması, ondan sonra 1926 yılındaki anlaşmayla Musul vilayeti, Erbil, Kerkük ve Süleymaniye Irak’a bırakıldı. Fakat o zamandan itibaren Türkmenler bir beka mücadelesi verdiler. Belki yeni nesillerimizin bir kısmı yaşanan olayları, katliamları veya bunun gerçeklerini bilmeyebilirler.

“Söylem birliği şart”

Mesela Erbil’de 1996’da yaşanan 31 Ağustos Katliamı’nın üzerinden 24 sene geçmiştir. O dönem 5 yaşında olan bir çocuk şimdi 30 yaşındadır dolayısıyla olayları bilmiyor olabilir. Bu yüzden bunları yazıya dökmek gerekir. O bakımdan biz de Kerkük Vakfı’nda böyle bir yayım yaptık. 1923-2003 tarihleri arasındaki 80 senelik mücadelemizi anlatıyor. 1923’ten önce mücadeleler yok mu? Tabii ki vardır ama 1923 Irak devletinin resmen kuruluşudur. Ön sözde 1918-1923 tarihleri arasındaki olayları da yazdık.

Bir topluluğun ayakta kalması için bazı şartlar vardır. Birincisi; söylem birliğinin olması gerekir. Ki bu büyük derecede Irak Türkmenlerini birleştiren bir olay veya fikir oluyor. Bunu siyasi söylemle beslemek gerekir. Bir de kendimizi tanıtmak için önce kendimizi tanımamız gerekir. Yani biz neyiz? Ülkümüz, düşüncemiz nedir? O dönemlerde yaşamayan gençlerimize bile “Ata Hayrulla kimdir?” diye sorsan “Bizim büyük bir liderimizdir, bir remzimizdir, örneğimizdir.” der. Necdet Koçak bizim gençliğimizin müessir bir lideridir. Peki onlar kim diye sorsak? Hangi ülküden söz ediyorlar? Bunu pek bilenler yok. Ciddi bir şekilde fikirlerin, Türkmen’in ülküsünün ne olduğunu, Türkmenlerin Irak’ta ne istediğini, Kürtlerle, Araplarla, dinlerle, mezheplerle ilişkilerinin ne olduğunu anlatmalıyız.

“Türkçe-Türkmence isimlerle mukavemet ettiler”

Peki kendini tanımayan bir milleti nasıl bir gelecek bekler? Kendini tanımama konusunu şimdiki durumla nasıl bağdaştırırsınız?

Dediğim gibi iki tane fark var burada. Milli ve siyasi söylem var. Esas ayakta tutan milli söylemdir. Bizim insanlarımızdan hiçbiri istisnalar hariç Türkmenliklerinden vazgeçmediler. Bunun en önemli örneği Baas zamanında “Milliyetleri değiştirme” olaylarıdır. Gelin “Biz Türkmen değiliz, Arap’ız deyin.” dediler. Böyle yazanlar oldu ve bunlar Cenabi, Cuburi gibi Arap soyadları aldılar ama çocuklarının adı Aydın el-Cenabi, Güler el-Cuburi falan oldu. Yani çocuklarına Türkçe-Türkmence isimler koymakla bir mukavemeti yaptılar ve başarılı oldular. Bu da meyvelerini verdi çünkü milli duygu, milli söylem baki kaldı. Siyasi söylemler ise muhtelif konular olabilir. Bir milletin istikbali için farklı siyasi düşünceler olabilir. Ancak milli söyleme uygun bir siyasi söylem olmalıdır ki hepimiz onun etrafında olalım.

“Türkmenlerin toplantıya katılması gayet normal”

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Bağdat’ta Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile bir araya geldi, bu görüşmeye ITC Başkanı Erşat Salihi de katıldı ve Türkmenlerin lideri olarak tanıtıldı, bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkmenleri temsil eden ve onların fikirlerini yansıtabilecek bir kişinin böyle bir toplantıya katılması gayet normaldir. Neden normaldir? Çünkü Irak’ta en büyük 3 katmandan biri olan Türkmenlerin orada mevcut olması gerekirdi. Eğer cumhurbaşkanı siyasi görevi gereği Fransa Cumhurbaşkanı’nı başbaşa karşılıyorsa, bu siyasi bir olay olur ama milli katmanları o toplantıya katıp da tanıştırmak istiyorsa Türkmenlerin orada mevcudiyeti şarttır. Bu doğru bir harekettir, bunun tersi olsaydı yanlış olurdu. Türkmenlerin içinden de siyasi bir figür takdim edilir. Bu da gayet normaldir.


“Türkmenler topraklarına sahip çıktı”


Türkmenlerin geleceğini Irak’ta nasıl görüyorsunuz? Türkmenlerin nasıl bir siyasi yol haritası çizmesi gerekir?

Devamlı iyimser olmamız lazım, kötümserlik bize yakışmaz. Bazıları Türkmenler bitti falan diyor, şu anda bile bazı yazarlar insanların evini satıp Türkiye’de ev aldıklarını söylüyor. Bundan 20 sene önce Kardaşlık Dergisi’nde “Hayır Kerkük Boşalmamıştır” adlı bir yazım vardı. O dönemde “Türkmenler gitti, kaçtı” diyorlardı ama öyle değildi. Düşünün 1991’de İkinci Körfez Savaşı’ndan sonra kuzey bölgesi ve Kerkük’e de kimyasal silahla saldırı yapılacak denildiğinde büyük hicretler yaşandı. İran ve Türkiye’ye 1 milyona yakın insan hicret etti. Bunların içerisinde sadece 15 bin Türkmen vardı, çünkü Türkmenler topraklarına sahip çıkarlar. O, 15 bin kişinin de en az 10 bini sonradan memleketlerine geri döndü.

Ekonomik şartlar, çocuklarına daha iyi bir gelecek için insanlar başka yerleri seçebilirler ama mazilerini, topraklarını, dostluklarını kaybettikleri veya inkar ettikleri anlamına gelmez. Bunun da en büyük ispatı şudur, şu anda çıkmış olan bir takım insanlar mevcut oldukları yerden Türkmen meselesine hizmet etmek istiyor. Bu da demek oluyor ki her insan kendi mevkisinden kendi siyasi ve milli hareketine destek olabilir. Gönül ister ki insanlarımız müreffeh bir şekilde kendi topraklarında yaşasın, hedef budur, Türkmenlerin Kızıl Elması da budur. Bunun için uğraşmak gerekir.


 

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 34 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14