Arzuhal Programı'nda İki Konuk İki Konu

Arzuhal Programı TEBA YouTube kanalı ve sosyal medya hesaplarından her çarşamba saat 20:00'de yayınlanıyor.   Benim hazırladığım ve yönetmenliğini Çoban Timur'un üstlendiği program kısa sürede binlerce kişi tarafından tıklanmaya başladı.

Gündem 17.09.2020, 11:28 17.09.2020, 11:28
Arzuhal Programı'nda İki Konuk İki Konu

Arzuhal Programı TEBA YouTube kanalı ve sosyal medya hesaplarından her çarşamba saat 20:00'de yayınlanıyor.


 

Benim hazırladığım ve yönetmenliğini Çoban Timur'un üstlendiği program kısa sürede binlerce kişi tarafından tıklanmaya başladı.

 

Her programda farklı konu ve insanlarla sohbet etme fırsatı doğuyor böylece daha renkli bir tablo ortaya çıkıyor.

 

Bundan böyle TEBA Gazetesi'nin her sayısında yaptığım programların bazılarını alıp sizler için  özet bir şekilde yazıya dökeceğim.

 

Erbil'in en eski fotoğrafçılarından Nebil Erbil


 
“ARŞİVİMDE YARIM MİLYON FOTOĞRAF KARESİ BULUNUYOR”

 

Tanınan fotoğrafçı, arşivinde yarım milyon fotoğrafın bulunduğunu söyleyerek. Bunların kitap haline getirilip basılması gerektiğini dile getirdi. Bu konuda destek beklediğini ifade eden Nebil Erbil, "Gelsinler, götürüp bassınlar, isterlerse ismimi bile yazmasınlar yeter ki bu fotoğraflar benden sonra gelecek nesil için kalsın, ziyan olmasın." dedi.

 
BABADAN OĞULA

 

Babası Arif Hıdır’ın fotoğrafçılığı profesyonel olarak Erbil'de icra eden ilk fotoğrafçı olduğunu belirten Nebil Erbil, babasının kendisine ait stüdyosu olduğunu kaydetti.

 

Babasının yanında çok küçük yaşlarda işe çıraklıkla başlayan Erbil, şöyle anlattı:

 

“1972’de babam beni yanına aldı. Mesleği orada öğrendim, babamın mesleki dayağını da yemişimdir. Çalıştığın mesleğin dayağını yemek önemli bir mevzu. O mesleğe daha fazla hakim oluyorsun. Yanlışın oluyor elbette ama insan yanlış yapmadan doğruyu öğrenemez. Ben fotoğrafçılığı Cihan Fotoğrafçılık’ta öğrendim.”

 
“O ZAMANLAR FOTOĞRAFÇILIK ÇOK ZORDU AMA TADI BAŞKAYDI”

 

Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte fotoğrafçılığın kolaylaştığını vurgulayan Nebil Erbil, "Teknolojiden önce fotoğrafçılık meşakkatli bir işti. Bir fotoğrafın oluşması için birkaç aşamadan geçmesi gerekiyordu. Normal bir foto 7 ve 8 kimyasal bileşen karışımı sonucu hazırlanıyordu." dedi.

 

O dönem fotoğrafçıların kendilerine has yöntemler kullanarak Photoshop’u aratmayan rötuşlar yaptığını anlatan Nebil Erbil, "Özel kalem kullanarak fotoğrafları daha da güzelleştirmeye çalışırdık. Ayrıca bayram veya herhangi bir özel günde fotoğrafların yanına bir demet gül veya yazı yazardık.” diyerek basım işlemlerini anlattı.

 

1991 ayaklanmasından sonra fotoğrafçı stüdyolarını kapattıklarını söyleyen Nebil Erbil, ‘O dönem zor günler geçirdik. Foto arşivine bir şey olur diye korkuyorduk. Erbilliler olarak kıymetli insanlarımızı kaybettik.” şeklinde açıklama yaptı.

 

Ünlü şarkıcı ve hoyratçıların düğün ve eğlencelerini kayda alan Erbil, fotoğraf çektirmenin daha önce bir ağırlığı olduğunu ve insanların foto çektirmek için  tıraş olup güzel ve yeni kıyafet giyerek hazırlandıklarını anlattı.

 

Erbil’deki genel durumun değişmesinden sonra 1992 yılında Almanya’ya göç eden Nebil Erbil, “Dükkanı tekrar açmayacağımı biliyordum. Bundan dolayı da arşivimizi teker teker kutulara koyup kız kardeşimin evinde sakladım. Daha sonra Almanya’ya gurbete gittim. Erbil’i her ziyaret edişimde kız kardeşimin evine uğrayıp, azar azar arşivimin tamamını Almanya’ya götürdüm. Orada fotoğrafçılık yapmıyordum fakat hep fotoğraf makinem vardı. Orası ayrı bir dünya, yeni teknolojik fotoğraf makineleri ile tanıştım.” dedi.

 
37 SERGİ – MISIR’DA SERGİ AÇAN TEK IRAKLI FOTOĞRAFÇI

 

İlk sergisini 1982 yılında açan Nebil Erbil, “Şu ana kadar 37 tane sergi açtım. 1986 yılında Stockholm’da sergi hazırladım. 86 yılında Irak-İran savaşı olmasına rağmen biz orada faaliyetlerimizi yürüttük. 2004 yılında Irak’ın Hollanda Elçiliği’nde işe başladım. Tabii ki bu olay benim çevremin daha da genişlemesine neden oldu, diplomat olarak işimi yapıyordum.” diyerek Mısır’da tek sergi açan Iraklı olduğunu belirtti ve sözlerine şu şekilde devam etti:

 

“2004 yılında Hollanda’nın Irak Büyükelçiliğinde işe başladım. Orada çok güzel şeyler yaptık. 8 yıl orada çalıştım, büyük hizmetlerde bulunduk. Irak’tan tanınmış siyasetçi ve insanlar geldiğinde biz onlara yardımcı olduk. 2012 yılında tekrardan kendi memleketime döndüm, Erbil’de hizmet etmemi rica ettiler, şu anda Erbil’de IKBY Dışişlerinden Sorumlu Kurulda çalışıyorum.”

 

İKİNCİ KONUĞUM ECZACI HEKİM HUDA BAYRAKTAR


 

Geçtiğimiz son 6 ay içerisinde koronavirüs hakkında birçok şey duyduk, konuştuk. Fakat Eczacı Hekim Huda Bayraktar ile yaptığım programda koronavirüsü farklı bir pencereden gördük.

 
"ERBİL'DE HER 10 KİŞİDEN 3'Ü VİRÜS TAŞIYOR"

 

Doktor Huda'nın konuşmasında en çok ilgimi çeken konu şu anda Erbil'de her 10 kişiden 3'ünün koronavirüs taşıyor olması. Böylelikle çemberin ne kadar daraldığını gördük.

 

Erbil Rızgari Hastanesi’nde görev yapan Huda Bayraktar, tabiri caizse ön saflarda savaşan isimlerden biri.

 

Hastalığın ilk başladığı sürece ilişkin neler yaşadıklarını anlatan Bayraktar, “İlk başta karantina sürecinin başlaması ile birlikte bize mesai yapma talimatı geldi. Tabii ilk dönem şok içerisindeydik. Tedavi için kullanılan ilaçları hazırlamaya başladık. Koronavirüse karşı önlem almak için özel kıyafetlerimizi giydik. Çok kalın ve giyilmesi zor olan bir kıyafet. Böylelikle işe başladık.” dedi.

 

Bayraktar, hastalarla ilk karşılaştıkları ana ilişkin “İlk kez hastalarla karşılaştığımız zaman durumları çok kötüydü. Herkes onlara mikrop muamelesi yapıyordu. Bizim hastanemiz pandemi hastanesine dönüştürüldü. Zorunlu olarak mesai talep ettiler ve bu hastalara bakmak zorundasınız denildi. Asansör ile hastaların olduğu kata çıkıyorduk. Çıkışı belli ama inişi belli değildi. Özellikle bu sıcak havada koruyucu kıyafetleri giymek çok zor bir durum.” şeklinde ifadelerde bulundu.

 
“HASTALAR KABULLENEMİYORLARDI”

 

Hastaların ilk başlarda bu hastalığı kabullenemediklerini belirten Bayraktar, “Hastalar koronavirüs hastası olduklarına inanmıyorlardı, sağlıklıyız diyorlardı. Karantina altında olmalarına rağmen bu durumu kabullenemiyorlardı. Bazıları ilaç almayı bile kabul etmiyordu. Diyerek sözlerine şöyle devam ett:

 

“İlk baştaki hastaların durumları daha iyiydi, fakat şu andaki hastaların durumu daha kötü. Şimdiki hastaların durumu daha kritik, genellikle hastalar yaşlı ve hep yatılı durumdalar.”

 

Bayraktar hastanede süreli olarak kalanların listesine değinerek, “Hemşire ve asistanlar hastanede kalıyorlar. Onlardan da yüzde 75’e yakını koronavirüse yakalandı. Atlatıp işlerine devam ettiler.” bilgisini paylaştı.

 
“SAYI ARTIŞ GÖSTERİYOR”

 

Bayraktar, koronavirüse karşı alınması gereken önlemlere dikkat etmeyen kişilerle arasında geçen ilginç diyaloglardan ise şöyle bahsetti:

 

“Şu anda hasta sayısı artışta. Millet rahatlığa kapılmış durumda, nasılsa öldürmüyor diyorlar. Ben akşamları eczanedeyim. Hasta gelip öksürüyor ve maskesiz. Neden maske takmıyorsun dediğimde ise hemen bana ‘korkuyor musun’diyor. Ben de cevap olarak ‘ben değil de sen korkmuyor musun, ya başkasının ölümüne neden olursan’ diyorum.”

 
“DOKTORLARA SALDIRIYORLAR”

 

Sağlık çalışanlarına karşı şiddet uygulandığına değinen Bayraktar, “Şöyle bir örnek vereyim. Geçtiğimiz  gün hastaneye gittiğimde bir kişi hayatını kaybetti. Normal olarak ağır bir travma yaşadığınız zaman ilk başta inkar edebilirsiniz. Vefat eden hastanın çocukları inkar ettiler, daha sonra başkalarını suçlamaya başladılar. Sinirlerine hakim olamıyorlar ve ölüm nedenini suç olarak başkalarına atıyorlar. Bu olay aslında sadece koronavirüs hastaları için geçerli değil, bütün ölüm vakalarında gerçekleşiyor. Travma sürecinde onların gözleri önünde olduğumuzdan dolayı bağırıp, kırıp, döküyorlar, hakaret ediyorlar.” diyerek yaşadıklarını anlattı.

 

Koronavirüs hastasının tedavi sürecinde diğer normal durumların aksine refakatçi bulunduramadıklarını belirten Bayraktar, “Hastalarda beklenti oluşuyor ve bu beklenti karşılanmadığı zaman sıkıntı oluyor. Örneğin normal hasta olan bir kişi kendisi ile kalacak ailesinden bir kişiyi getiriyordu. İstediği zaman doktoru görebiliyordu. Fakat şu anda pandemi sürecinden dolayı katlarda kimse kalmıyor ve her istendiğinde doktorlar hastanın yanında olamıyor.” dedi.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 36 85
2. Arsenal 36 83
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 36 63
6. Newcastle 36 57
7. Chelsea 36 57
8. M. United 35 54
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 36 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 35 90
2. Girona 35 75
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 35 62
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Villarreal 35 48
9. Valencia 34 47
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 35 42
12. Sevilla 35 41
13. Osasuna 35 40
14. Las Palmas 35 37
15. Mallorca 35 35
16. Celta Vigo 34 34
17. Rayo Vallecano 34 34
18. Cadiz 34 26
19. Granada 35 21
20. Almeria 34 17