Gündem

Büyük Türk Amirali ve Deniz Bilgini: Piri Reis

Ünlü Türk denizci ve haritacı Piri Reis, 1465-1470 yılları arasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir deniz üssü olan Gelibolu’da dünyaya geldi.

Hacı Ali Mehmed'in oğlu ve Türk denizciliği ekolünün ustası olarak bilinen, Karaman'lı Kemal Reis'in yeğeni olarak dünyaya gelen Piri Reis'in asıl adı, Muhiddin'dir. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılan Karamanoğulları Beyliği'nin ileri gelenlerinin Fatih Sultan Mehmed'in emriyle İstanbul'a göç ettirilenleri arasında olan Kemal Reis ve ailesi, önce İstanbul'a, daha sonra da Gelibolu'ya giderek yerleşti. Denizciliğe yönelmesinde en büyük etkiyi, amcası ve dönemin ünlü denizcisi Kemal Reis yaptı.

Çocukluk yıllarını Gelibolu’nun huzurlu kıyılarında geçiren Piri Reis, diğer çocuklar gibi aile gelenekleriyle yetiştirildi, fakat farklı olarak okuma yazma da öğrendi. Denizciliğe ilk adımını, genç yaşta amcasının gemilerinde attı. Zor, disiplinli ve bilgi gerektiren bu meslekte 14 yıl boyunca deneyim kazandı.

Kemal Reis’in yanında 1487-1493 yılları arasında Akdeniz’in çeşitli limanlarını gezdi. Cezayir, Tunus ve Bona gibi bölgelerde yerel halkla dostluklar kurdu; bu bölgelerin coğrafi ve siyasi bilgilerini titizlikle kaydetti. Başarılı denizcinin bu gözlemleri, ileride yazacağı eserler için büyük bir kaynak oluşturdu.

Piri Reis’in “Kitab-ı Bahriye” eserinden edindiğimiz bilgilere göre Kristof Kolomb’un Amerika hakkındaki haritasını 1494-1496 yıllarında ele geçirdiğini anlıyoruz. O yıllarda Osmanlı Devleti’nin başında Fatih Sultan Mehmet’in oğlu II. Beyazıt bulunuyordu. Osmanlı yönetimi, deniz gücünü artırmak amacıyla bağımsız Türk korsanlarını devlet himayesine alıyordu. Kemal Reis ve Piri Reis de bu kapsamda, 1494 yılında Osmanlı donanmasına katıldılar.

1499-1502 yılları arasındaki deniz savaşlarında, özellikle Venedik’e karşı yürütülen mücadelede Piri Reis, önemli görevler üstlendi. Komutanı olduğu savaş gemisiyle gösterdiği başarı, onun Osmanlı denizciliğinde tanınmasını sağladı. Ancak 1511’de Kemal Reis’in bilinmeyen bir deniz kazasında hayatını kaybetmesi, Piri Reis’i derinden etkiledi. Bir süreliğine denizciliğe ara vererek yeniden Gelibolu’ya döndü.

Bu dönemde bilimsel yönü ön plana çıktı. Uzun yıllar boyunca tuttuğu notlardan yararlanarak 1513’te ilk “Dünya Haritası”nı, ardından da “Kitab-ı Bahriye” adlı denizcilik rehberini hazırladı. Bu eser, Akdeniz ve çevresindeki limanların, adaların, kıyıların hem coğrafi hem de tarihi bilgilerini içeriyordu.

1517 yılında, Osmanlıların Mısır Seferi sırasında Yavuz Sultan Selim ile tanıştı ve daha önce hazırladığı dünya haritasını padişaha sundu. Kahire ve Nil bölgesine kadar giderek bu bölgelerin haritalarını çıkardı ve detaylı bilgiler derledi. Sefer sonrası Gelibolu’ya dönen Piri Reis, çalışmalarına burada devam etti.

1520’de Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta geçmesiyle Osmanlı büyük bir fetih dönemine girdi. Piri Reis de bu dönemde Rodos seferine katılarak Osmanlı donanmasında aktif görev aldı.

Piri Reis, yalnızca denizci değil; aynı zamanda çağının ötesinde bir bilim insanıydı. Rumca, İtalyanca, İspanyolca ve Portekizce gibi dilleri bilmesi, Batı kaynaklarına erişimini kolaylaştırmış ve haritalarında bu kaynaklardan faydalanmasını sağlamıştır.

Piri Reis değişik zamanlarda Ege, Adriyatik, İtalya, Fransa, İspanya ve Tunus limanlarında inceleme yapma fırsatı bulmuştur. Buralara ilişkin notlarında tarihi, coğrafi ve denizleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Bahriye kitabı 1521 ve 1525 tarihlidir. Asıllarından kopya edilmiş nüshaları İstanbul, Berlin, Dresden, Bolonya, Paris, Viyana ve Londra’daki özel ve devlet kütüphanelerinde bulunmaktadır. 1513 tarihinde 1. sini, 1528 tarihinde de 2. sini hazırladığı dünya haritaları, renkli olarak ve deri üzerine yapılmıştır. Bugün asıl ve kopyaları parçalanmış halde nüshaları mevcuttur.