TEBA
2022-05-15 23:51:42

Ya babalar?

Abdulkadir Hacıoğlu

15 Mayıs 2022, 23:51

Evlat üzerine çoğunlukla annelerin haklarından söz edildi. Hatta “Cennet anaların ayakları altındadır” hadisiniderslerde çocukluğumuzda okuduk. Halbuki bu hadisi şerif aslında her anneyi kapsamaz. Bu hadisin meali bütün annelerin cennete gideceği anlamına gelmez. Burada annelerden çok, evlatların annelerine karşı göstermeleri gereken saygıya işaret edilmektedir. Bunu iyice anlayalım.

Hadisin aslı:

Gazaya gitmek isteyen bir Müslüman, Peygamber Efendimize (Sav) gelerek "Ya Resulallah, gazaya iştirak etmek isterim sizden nasihat almaya geldim?" der. Peygamber Efendimiz (Sav)ona “Annen var mı?” diyesormuş. “Evet” deyince, “Öyleyse yanında kal, cennet ayaklarının altındadır.” buyurmuş.

Peygamber Efendimizin bu Müslümana verdiği nasihat “Cennet anaların ayakları altındadır” diye bir hadis olarak geçmiştir.

Peki her anne, anne mi? Her anne cenneti hak ediyor mu? Bazı anneler kendileri cennette bir adım yer bulmazken nasıl cennet ayaklarının altında olacak?

Ya babalar?

Gelelim asıl konumuza; babalar, ailenin temel direği, fedakar, emektarıdır. Evlerine ekmek parası getirmek için birçok zorluklara katlanan babalar, yılların deneyimini evlatlarına aktarırken “Geri kafalı” olarak görülüyor birçok evlat tarafından. Babayı anlamanın tek yolu baba olmaktan geçer. Ne zaman ki baba olunur, o zaman babanın değeri bilinir. İnsanoğlu bir şeyi kaybetmeyince değerini bilmez.

Nasıl düşünüyorlar?

Bir bakalım baba hakkında nasıl düşünüyor evlatlar. Baba olmadan yıllar önce baba üzerine yazılmış güzel sözlerden birini sizinle paylaşmak istiyorum.

0 – 10 yaşlarındayken “En büyük babam başka büyük yok” der.

10 – 20 yaşlarında “Sanırım babamın bazı hataları var” der.

20 – 30 yaşlarındaysa “Babam çok ters bir adam, neden bunu bu kadar büyütmüşüm gözlerimde” der.

30 – 40 yaşlarına varınca “Sanırım babam bazı konularda haklıymış” der.

40 – 50 yaşlarına gelince “Çok akıllı babam varmış, yazık değerini bilmedi” der.

Arkadaşın birisi bana “Bu neslin çocukları çok farklı, babalarının değerini bilmiyorlar ve söz dinlemiyorlar. Halbuki biz öyle değildik.” dedi. Hiç de öyle değil, dünya kurulalı hep öyleymiş. Her zaman evlatlar babalarını “eski kafalı” görüyor.

1940’larda amcalarımın birisi ergenlik yaşındayken sürekli aynaya bakıp saçlarını tarıyormuş. Büyükbabam ona “Ulan nedir senin bu ayna merakın? Nedir bu koku sürmeler? Biz gençken barut kokuyorduk” deyince amcam ona “Ne barutu baba, siz kir kokuyormuşsunuz. Ayda bir kere yıkanıyormuşsunuz.” demiş.

Bu diyalog 80 yıl öncesi, aynı ve farklı şekillerde de hala devam ediyor. Babalarımızı eleştirdiğimiz gibi evlatlarımızı da eleştiriyoruz.

Ama unutmayalım ki, günü gelip yaslandığınız bu dağ gibi adam yanınızda olmayınca çok “Ah keşke diyeceksiniz”, ya da bazen aklınıza gelen bir şeyi sormanız gerektiğinde “Keşke babam hayatta olsaydı ve ona sorsaydım” diyeceksiniz veya demişsinizdir defalarca.

Başınızdaki nimetin değerini bilin çünkü kaybettikten sonra bilseniz debilmeseniz de hiçbir işe yaramayacak.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.