TEBA

Kifrili Akademisyen ve Aydınlardan Sengawi’ye yanıt

Irak

Türkmen ve Irak Kamuoyuna

20.03.2024 tarihinde sözde ‘araştırmacı’ olduğunu iddia eden, Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi (KYB) eski üyesi ve milletvekili olan ‘Ferhat Sengawe’ adındaki şahıs, kendince yaptığı basın açıklamasında; Türk milletine ve Irak’ta yaşayan Türkmen halkına karşı, uzun yıllardan beri besledikleri kin ve nefreti hayasızca kustu. Aslında bu şahıs, yüzyıldır Türkmeneli’de Türkmenlere karşı beslenen; malum kin, nefret ve düşmanlığı güden çarpık zihniyetin adeta vücut bulmuş halini hepimizin gözleri önüne serdi!


Bu yazımız; ne kendini bilmez, üslup ve edep yoksunu bu şahsa ne de onun temsil ettiği zihniyete bir cevap değildir. Zira bu seviyesizlik asla bizim muhatabımız hele de dengimiz hiç olamaz! 
Bizim bu yazımız; halkımıza ve özellikle gelecek nesillerimize ışık tutabilecek, tarihe not olarak düşecek bir izahattan ibarettir. Aynı şekilde Irak’ta yaşayan tüm kesimlere; barış, güvenlik ve huzur içerisinde yaşamaya inanan, insan onuruna, temel hak ve özgürlüklere saygılı, kardeşlik hukukuna riayet eden tüm medeni insanlaradır.


Her şeyden önce; Türk Milleti ve derin tarihi, dünya milletler ve medeniyetler arasında müstesna bir yere sahip olduğu tartışma götürmez bir hakikattir. Bütün muteber tarihçi, araştırmacı ve yazarların üzerinde hemfikir oldukları veçhiyle “Tarihten Türkleri çıkarırsanız ortada tarih kalmaz” gerçeği sabittir. Ayrıca Türklerin, İslam dininin dünyanın dört bir yanına yayılması, en doğru şekilde yaşanması ve yaşatılması için sunduğu katkılar tartışma kabul etmez niteliktedir. 


Malum şahsın; ekranlar karşısında kendince yaptığı gösteri, gerçek hayatta gizliden gizliye güdülen kirli ve çirkin düşüncelerin bir tezahürü olan “eyleminin” boyutları aşağıdaki şekildedir:


1. Ulusal ve Uluslararası Hukuka Göre Suç Oluşturma: Nefret Söylemi ve Suçu, Soykırım (Genocide) suçuna zemin hazırlama (özendirme), Topluma ve Kişiye Karşı Suçlar


Bu zatın kullandığı sözler, takındığı tavır, gerçekleri saptırma, iftira ve kustuğu kin ve nefret gerek Irak ulusal hukuku gerekse de uluslararası hukuk bağlamında, başlıkta özetle saydığımız üzere; insanlığa karşı, kişi ve toplumsal yaşam aleyhinde suçlara vücut vermekte ve pek çok suçun işlenmesine (teşvik yaparak) zemin hazırlamaktır! Nefret Söylemi; belli bir ırk, etnik yapı, ulus, dini inanç, cinsel farklılık nedeniyle bir grup insanı aşağılamak, korkutmak, bunlara karşı şiddete başvurmayı tahrik etmek veya ön yargı oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen söylemlerdir. Bundan gaye; nefret suçuna giden sürecin çıkış noktası, yani nefret suçunun önünü açan tahammülsüzlüğün ve hoşgörüsüzlüğün dışa vurulmasıdır. Hedef alınan gruplara “toplumda size yer yok” mesajı yinelenerek verilmek istenir! Nefret Suçu ise din, dil, ırk, etnik köken, yani aidiyet nedeniyle bir topluma veya o topluma mensup kişilere yönelik suç işlenmesidir! İnsanlığa karşı işlenebilen en ağır suç olan Soykırım Suçu ise böylesi habis düşünce ve saiklerin (suçun manevi unsuru) bir grubun yok edilmesi niyet ve isteği çerçevesinde girişilen kasten öldürme; kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme; grubun, tamamen veya kısmen yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması fiillerini içerir (suçun maddi unsuru)! Ayrıca şahıs bu eylemi ile bazı muteber şahsiyetlerimize karşı iftira, hakaret ve aşağılamalara kalkışılarak cezai tahkikat ve yaptırım gerektiren birden fazla suç işlemiştir.


2. Bilimsel Düşünce ve Araştırma Prensiplerinin Katledilmesi:


Tüm bilimsel düşünce ve araştırmalar belli bir metodolojiye sahiptir. Ancak malum şahıs yaptığı sunumda adeta kendisini ve temsil ettiği zihniyetin içerisinde bulunduğu hezeyanları dindirmek ve kendi kendisini tatmin edercesine ortaya koyduğu iddialar; temelsiz birer masal, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan uydurma ve hurafelerden ibaretti. Ona ve onun izinde yol aldığını düşünen zavallılara hatırlatmak gerekir ki bilimsel düşünme ve araştırmanın özü, hurafe, efsane ve kulaktan dolma masallardan sıyrılmak; deney ve gözlem, objektiflik, nedensellik, görecelik, düzenlilik, çoğulculuk ve birikimsellik prensiplerine dayanmaktır. Malum şahıs yaptığı konuşmada; ağzına aldığı Türk devletleri ve Türk komutanların yaşadığı dönemler arasında yüzlerce yıllık farkın dahi ayırdında olmadan; hiçbir tarihi delile dayanmayan, tamamen kulaktan dolma, kin ve nefret temelli uydurmalar sıralamıştır! 


3. Toplumsal Yaşamın Dinamitlenmesi ve Parçalanması:


Bu şahsın yaptığı tahrik, aşağılama, iftira, korku salma, kin-nefret kusan, yıkıcı ve terörize edici eylemi; Irak’ta hoşgörü ve barış içerisinde sürdürülmeye çalışılan toplumsal yaşamın dinamiklerini temelden sarsmayı hedeflemiştir. Hiçbir aklı selim insanın hiçbir zaman tasvip edemeyeceği cinsten olan bu aşağılık davranışların; akılcı, mantıklı, ahlaki ve vicdani bir izahı olamaz! Basına açık bu konuşmayla Türkmenlerin gerek saygıdeğer şahsiyetleri gerekse de toplumun maddi ve manevi bütünlüğü ile tarihi ve kültürel varlığı hedef alınarak toplumsal kargaşa ve çatışma çıkarılması amaçlanmıştır! 
İnsanlar arasındaki sevgi ve hürmet duygularının tahribi, dayanışma ve bağlılık köprülerinin yıkılması kim veya kimlere yarar? Bunun cevabını tüm Irak halkının rahatlıkla verebileceğine inanıyoruz.


4. Diktatör Rejime Karşı Ortak Mücadele ve Şehitlerimize Karşı Büyük Saygısızlık: 


Bilindiği üzere Irak halkının hemen hemen tüm kesimleri, 30 yıla yakın dünyanın en gaddar diktatör rejimlerinden birisinin zulmü altında kaldı. Bu zalim yönetimin adaletsiz ve hukuksuz uygulamaları olan; katliamlar (Tazehurmatu ve Altunköprü Katliamları), yargısız infazlar, idamlar, hukuksuz tutuklamalar, asimilasyon (zorla kimlik değiştirme), insanlarımızın arazi ve sair mülkiyetlerine el konulması, yerinden etme ve sürgünler, anadilde isimlerin verilmesinin menedilmesi, taşınmaz alım-satımının yasaklanması, il-ilçe ve mahallelerin isimlerinin değiştirilmesi gibi sayısız zulmüne direndik. Dikte rejime karşı direnişte Türkmenler de yer almıştır! 


Malum şahsın bu yaptıkları; 1991’de Kifri şehrinin ve insanların Baas rejimi ordusunca rastgele bombalanması sırasında şehit düşen masum (Türkmen-Kürt) sivillere, maddi ve manevi ziyana uğrayanlara, meşum Anfal katliamı kapsamında insanların toplanması sırasında götürülüp canlı canlı toprağa gömülen Türkmenlere ve hiç şüphesiz Kürt kardeşleriyle omuz omuza mücadele veren Kifri’nin 2 Arslan Türkmen evladı, Sadullah Halil Çavuş Vendavi ve Gülboy annenin oğulları Şehit “Timur ve Doktor Atilla”ya çok büyük bir saygısızlıktır! Şehitlerimizin atalarına ve soyuna karşı yapılmış ne büyük bir ayıp ne derin bir yüz kızartıcı davranıştır! 

NOT: Bütün Türkmen siyasi/sivil kurum ve kuruluşlarımız, Türkmen medyası, STK’larımız, muhterem aşiret liderleri ve kanaat önderlerimiz ile münevver şahsiyetlerimizi bu hayasız ve haksız saldırıya karşı ciddi ve etkili tepki ortaya koymaya davet ediyoruz! 

Yurtdışında Yaşayan 

Kifrili Türkmen Akademisyen ve Aydınlar Adına 

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.