TEBA

Erbil Büyük Mezarlık için verilen mücadele ve sonrası elde edilen sonuçlar

Gündem

Mehmet Ferit Erbiloğlu ile 8 Köşe programında Erbil’in sembolü haline gelen en eski mezar “Erbil Büyük Mezarlığının” durumu ele alındı. Programa mezarlığın bakımsızlığından şikayetçi olup, restorasyonu için mücadele veren Erbil Kalesi Derneği İlişkiler Sorumlusu Aktivist Muştak Abdullah Tofik ve mezarlıkların İslamiyet’te önemine değinen Küreciler Camii Hatibi Molla Vuşyar Haydar konuk oldu.

Mehmet Ferit Erbiloğlu ile 8 Köşe programında Erbil’in sembolü haline gelen en eski mezar “Erbil Büyük Mezarlığının” durumu ele alındı. Programa mezarlığın bakımsızlığından şikayetçi olup, restorasyonu için mücadele veren Erbil Kalesi Derneği İlişkiler Sorumlusu Aktivist Muştak Abdullah Tofik ve mezarlıkların İslamiyet’te önemine değinen Küreciler Camii Hatibi Molla Vuşyar Haydar konuk oldu.

Büyük Mezarlığın neden önemli olduğu hakkında açıklama yapan Muştak Abdullah Tofik, “Sizin de bildiğiniz üzere Erbil’de 60’lar 70’lerden sonra kentin maksatlı ya da değil demografik yapısı değişti. Şimdi ise kalemiz var o da tarihi bir mekan oldu, oraya da normal günlerde çıkmak istediğimizde izin vermiyorlar, cuma namazı için izin veriliyor. Var-yok şimdilik elimizde mezarlığımız kaldı. Bu kabirlerde kimler var?” diyerek akrabalarını ve ailesinin kabirlerinin orada olduğunu ifade etti.

Mezarlıkların kendisinin mazisi, kimliği olduğunu belirten Muştak Tofik, “Sen nasıl Erbilli’sin, ispatın ne diye sorduklarında, soranı mezarlığa götürüyorum ve benim aileme ait mezarlıkları gösterip ona ait neyin orada var olduğunu soruyorum.” dedi.

İmam Muhammet Mezarlığının da çok eski tarihlere Sultan Muzaffereddin Gökbörü’nün döneminden kalma bir mezarlık olduğunu dile getiren Tofik, kentteki diğer mezarlıkların çok eski bir tarihe dayanmadığını belirtti.

Küreciler Camii Hatibi Molla Vuşyar ise İslamiyet’te mezarlıkların çok büyük bir öneminin olduğunu ve insana büyük bir kıymet verildiğini bazı ayet ve hadisleri dile getirerek ifade etti. Molla Vuşyar, “Allah insana kıymet vermiştir ve saygı göstermiştir, peki neyle; akılla, ilimle, konuşmayla.” dedi.

Molla Vuşyar Haydar, İslamiyet’te, ölmüş birinin kıymetini Hz. Muhammed’in (SAV) buyurduğu hadislerden verdiği örnekle şöyle anlatmıştır:

“Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir.’ diye buyurmuştur. O kişi hayatta olsa kendisini belki savunacak ama ölünün hiçbir hareketi savunması yok. Peygamberimiz (SAV) buyurdular ki; "Bir ateş koru veya bir kılıç üzerinde yürümek veya ayakkabımı ayağımla dikmek, bana bir Müslümanın kabri üzerinde yürümekten daha sevimlidir. Ha kabirler arasında abdestimi bozmuşum, ha çarşı ortasında.” 

Mezarlığın temiz tutulması ve tamiri için birçok kurumla iletişime geçen Muştak Tofik, mezarlıkların korunması için verdiği mücadele sürecini, “7-8 yıl önce bir hamle yapmıştım. Ama en son birkaç gün önce kirli manzarayla karşılaşınca şok olduk. Bir taraftan temizlerken diğer taraftan tekrar kirletilmişti. Biz de fotoğraf çekip, sosyal medyada paylaştık. Bu kez çok sayıda insan tepki gösterdi. Valiye ve sorumlulara durum yetişti. Erbil’in en eski isimlerinin kabirleri bu mezarlıkta. Bu nedenle temizlemeye başladılar. Meseleyi büyütmemem için rica ettiler, biz temizleriz dediler. Peki neden bu duruma kadar gelmesini beklediniz?” diyerek anlattı.

Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi Bölge Bakanı, yetkili birçok isim ve TİKA ile görüşmeler ve mezarlığın tamiri için birçok başvurunun yapıldığı süreç ayrıca sonrasına ilişkin Tofik, “2020 yılında Erbil Kalesi Derneği olarak kendimiz kalkıştık bu işe. Arkadaşlarımız yurtdışından yardım yolladı. Erbil’den de yardım eden çok sayıda kişi ismini vermemizi istemiyor. Altı bin dolar biriktirdik.” diyerek yaptıkları çalışmalardan ve işlemlerden bahsetti.

Mezarlığın büyük olması sebebiyle TİKA’ya teklifte bulunduklarını belirten Muştak Tofik, TİKA’nın istenilenden daha fazlasını projede yapacaklarını söylediğini ifade etti. Ancak 2021 yılı Nisan ayında belirlenen proje için başvurulara başladığını söyleyen Muştak Tofik, 5 ay boyunca projenin IKBY hükümet kurum ve kuruluşlarca onaylanması için mücadele verdiğini, sonunda onayları alabildiğini ancak son anda projenin başladığı gün engellediğini dile getirdi.

Konunun programda ele alınmasının ardından, Erbil Belediyesi, mezarlıkta temizlik işlerinin başladığını ve ileriki günlerde fidan dikimi yapılacağını duyurdu. Belediye ayrıca mezarlık çevresindeki ev ve iş yerlerine mezarlığın temiz tutulması yönünde uyarıda bulundu.

“ITC’nin Dünü Değil Bugünü”


8 Köşe’nin bir diğer programında “ITC’nin Dünü Değil Bugünü” başlığı altında Irak Türkmen Cephesi (ITC) Siyasi Büro Üyesi ve ITC İl Başkanı Emir İzzet konuk olarak yer aldı.

ITC İl Başkanı Emir İzzet, her iki görevi yürütmenin zor olup olmadığına ilişkin soruyu, “Evet zor ama her iki görev birbirine bağlı. Siyasi büro üyesi olunca Cephe’nin teşkilatına, gidişatına, yapılan işlerine bakmayacağım, takip etmeyeceğim anlamına gelmiyor. Tam tersi Cephe’nin her şeyiyle ilgilenmek herkesin görevidir. Ama ben ayrıca il başkanı da olduğum için ayrıntılara giriyorum. Her teşkilattan, her bürodan ben sorumluyum.” şeklinde yanıtladı.

ITC Erbil İl Başkanlığı görevine 2019 yılında gelen Emir İzzet, kendisinin göreve gelmesinden sonra nelerin değiştiğine yönelik soruya ise “İki yıl süren koronavirüs süreci nedeniyle o dönem pek bir şey yapamadık ancak sonrasında tahmini son 2 yıldır faaliyetlerimize başladık ve her alanda faaliyetlerimiz çoğaldı. Biraz olsun Cephe’nin hakiki yüzünü gösterebildik. Çok sayıda kurum ve kuruluşa yardım ediyoruz. Yeni yüzler Cephe’ye gelmeye başladı.” yanıtını verdi.

Askeri bir geçmişe sahip olan Emir İzzet, askeri alada olduğu kadar siyasi alanda başarı gösteremediğine yönelik söylentiler hakkında, “Kendi işini iyi yapmayanlar kendilerinde başkasını eleştirme hakkı görüyor, neye dayanarak bunları söylüyorlar. Evet askeri bir geçmişim var, siyasete yeni geldim ama davaya yeni giren biri değilim. Siyasetçilerle yaşamış biriyim.” şeklinde değerlendirmede bulundu.

ITC Erbil kolunun şu anki teşkilat ver bürolarının son durumuna ilişkin İl Başkanı İzzet, “Parti maaş alma yeri değildir, menfaatlerin yeri değildir. Kişide bir ruh olmalı ve bu milli bir şeydir. Biz zaten milli bir partiyiz. Kimse çık kendini öldür demiyor, ‘gel kendi milletine hizmet et, diline, kültürüne, memleketine sahip çık’ diyoruz. Dünyanın her yerinde millet partiyi besler ama birinci günden itibaren biz milleti besledik. İnsanların çoğunun partiye gelmesinin ardında bir menfaat konusu var, ya bir atama ya da bir yardım alma akıllarında var. Milliyet konusu birinci amaç değil, bu nedenle işimiz daha da zorlaştı. Parti bir müessesedir, şahsi bir anlamı yoktur. Irak Türkmen Cephesi bir şahsın partisi değil. Partiye gelen insanlar önce inanç sahibi olmalı. Bu müesseseye gelen insanların ilk işi bu millete hizmet etmek, bu dile hizmet etmek olmalı.” açıklamasında bulundu.

ITC İl Başkanı İzzet, diğer partilerle olan ilişkileri hakkında, “Tüm Türkmen partiler hepsi bizim arkadaşımız, dostumuz. Zamanında onlarla beraber bu davadaydık ama görüşümüz farklı. Onlar yerli hükümetle iş birliği yaptılar bizden önce. Millet ‘madem onlar hainlerdi peki biz niye onlarla birlikte hükümete girdik, onların yolunu seçtik, parlamentoya girdik. Eğer yanlışlarsa biz de aynı hatayı yapmamalıydık.’ diye soruyor. İlişkilerimiz iyi ama maalesef bizi parçaladılar. Mesela bizden bir görev için isim isteniyor, biz bir isim veriyoruz ama onlar başka bir isim daha çıkarıyor ki ilişkimiz iyi olmasına rağmen.” şeklinde açıklama yaptı.

Yapılması planlanan seçimler için hazırlık yaptıklarını ifade eden Emir İzzet, “Bazı hatalar var. Türkmenler kukla olmuşlar deniyor ama böyle değil, hepimiz aynı düşüncede değiliz. Seçim komisyonunda gerçek bir temsilcimiz yok. Türkmen kendi temsilcisini seçmeli. Neden özel oylar sadece bir partiye oy veriyor. Bu yanlış, bir partiye askeri güçle destek verildiğinde tabii ki de karşı taraf da bu durumu reddeder. Reddeden taraf da bizi düşünerek bu durumu reddetmiyor zaten.” dedi.

ITC Erbil İl Başkanlığında önemli ziyaretler ve toplantılar gerçekleştirilmesinin ardından buna özellikle PKK’ya yakın ve destekleyen grupların tepki göstermesi ve ithamlarına ilişkin konuşan İl Başkanı İzzet, şu ifadelerde bulundu:

“PKK herkesçe bilindiği üzere teröristtir. Kürt, Arap tarafları, Irak bunu biliyor. Irak Türkmen Cephesi burada bir yetkiliyi karşıladığında öncelikle şunu söylemek gerekir, bu sorumlu bölgeye gizli gelmemiştir, resmi yoldan gelmiştir. Bu çok önemli. İkincisi gelen kişi bize yabancı bir devletten gelmemiştir. Bir Amerikan, bir İngiliz size yakın değil, yardım ettiğinde size garip gelmiyor ama benim soydaşım, aynı dil ve dine sahip olduğumuz taraf bana yardım edince neden farklı bir anlamı olsun. Peki hangi partinin Irak’ta başka devletlerle ilişkisi yok ki bana gelip taş atsın. Maalesef Irak’ta durum bu, bizim askeri bir gücümüz var mı ki insanlara tehdit olalım. Ama onların askeri güçleri var. Biz hiçbir bölgenin emniyetini tehdit ettik mi, durum çok farklı.

Uzak bir memleketten gelip burada ordugah kurmuş başka bir devleti tehdit ediyor. Ama kendi memleketimde beni biri ziyaret ediyor, burada ne tehdidim olabilir. Bizim silahımız mı var? Şu an Bölge ile Türkiye arasından iyi bir ilişki var aynı şekilde Bölge ile İran arasında, Irak ile Türkiye arasında. Burada hepsinin gerek Kürtlerin, Türkiye’nin, İran’ın, Suriye’nin bir derdi var; PKK terör örgütü onları tehdit ediyor, onların emniyetini tehdit ediyor. Biz barış isteyen bir milletiz. Biz 70’lerde ne talep ettiysek hala aynı hakları talep ediyoruz. Türkmenlerin kendi dili, kültürü, hükümette bir makam verilmesi… hala konuşulan şeyler bunlar.” 

ITC’nin Bölge hükümetinde sahip olduğu makamların dışında yeni seçim döneminde hedeflerine yönelik soruya ITC Başkanı İzzet, “Bizim amacımız varlığımız, dil, kültür, Türkmen varlığı. Hedefimiz mevki almak olmamalı. On bakanımız olsun, 2 milletvekilimiz olsun ama yine de bu durumda olacaksak bundan ne fayda ettik? Bu nedenle önce milletimize seslenmek istiyorum; herkes seçime gitsin, kimse size Irak Türkmen Cephesi’nin adayını seçin demiyor, mert bir Türkmen’i seçin, herkes seçime gitsin ki burada varlığımızı ispat edelim. Ama bir parti farklı bir yerden oy alıp kazanırsa, dilimize hizmet etmez çünkü zaten onu o göreve getiren sen değilsin. O zaman neden sana hizmet etsin? Hangi taraf onu o mevkiye götürdüyse ona hizmet eder. Türkmen dili ve varlığı tehlikede, her zaman bir Türkmen’e mevki verilmiştir çünkü biz tehlikeli değiliz. Bizi kullanıyorlar.” şeklinde cevap verdi.

ITC’yi diğer partilerden ayıran noktaların ne olduğuna yönelik gelen soruya ITC Başkanı İzzet, “Biz hareket ettikçe diğer partiler de hareket ediyor, bu iyi bir şey, biz yükselirsek onlar da yükselir, biz düşersek onlar da düşer. Irak Türkmen Cephesi güçlü olursa bütün partiler, Türkmenler güçlü olur. Biz bir markayız, biz güçlü olursak bütün Türkmenler güçlü olur. Budur farkımız.” yanıtını verdi.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.