TEBA

Bakan Fidan: Danimarka ve İsveç provokasyonların zararlarını görmeye başladı

Gündem

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kur'an-ı Kerim'e gerçekleştirilen saldırılarla ilgili, "Bu konunun vehameti karşı taraflarca anlaşılıyor. Danimarka ve İsveç bu provokasyonların zararlarını görmeye başladı. Bu süreç içinde de gerekli çalışmaları yapmaya devam edeceğiz." dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Azerbaycan-Ermenistan bölgesinde huzur ve istikrara giden yolun kapsamlı bir barış anlaşmasından geçtiğini, bunun için de Zengezur Koridoru'nun açılmasının büyük öneme sahip olduğunu söyledi.

Fidan, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ikili ilişkilerin zamandan ve şartlardan bağımsız bir tutum olduğunu belirten Fidan, "tek millet, iki devlet" şiarının iki ülke arasındaki ilişkilerin büyük bir stratejik çerçeveye alan bir duruş, kader birliği olduğuna vurgu yaptı.

Fidan, Türkiye ile Azerbaycan arasında 2021'de imzalanan Şuşa Beyannamesi'ne değinerek, "2021'de Türk dünyasının işgalden kurtulan Şuşamızda Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın (Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev) imzaladıkları Şuşa Beyannamesi tüm dünyaya şunu ilan etmiştir ki; güçlü Türkiye güçlü Azerbaycan'dır, güçlü Azerbaycan güçlü Türkiye'dir." ifadesini kullandı.

Ermenistan ile normalleşme sürecini Azerbaycan ile yakın eşgüdüm içerisinde sürdürdüklerini dile getiren Fidan, Azerbaycan-Ermenistan sürecindeki uluslararası çabaları da desteklerini kaydetti.

- "Taraflar arasında ayrımcılık yapmayın, barışı destekleyin"

Fidan, Azerbaycan-Ermenistan sürecine ilişkin uluslararası taraflara çağrıda bulunarak, "Taraflar arasında ayrımcılık yapmayın, barışı destekleyin, destek yerine köstek olmayın. (Ermenistan-Azerbaycan) Bölgesel huzur ve istikrara giden yol kapsamlı bir barış anlaşmasından geçiyor. Bunun için Zengezur bağlantısının açılması büyük öneme sahip." şeklinde konuştu.

Başta Ermenistan olmak üzere bazı çevrelerin, Azerbaycan'ın Laçin yolu üzerinde sınır geçiş noktası kurmasının insani krize neden olduğu yönündeki iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Fidan, şunları kaydetti:

"Laçin yolu Azerbaycan toprağıdır. Dolayısıyla Azerbaycan, hangi tedbiri gerekli görüyorsa onu alır ve almak da en büyük egemenlik haklarından biridir. İnsani mülahazalarla orada Azerbaycan'ın her türlü çabayı da gösterdiğini görmekteyiz. Zaten tıbbi geçişler de mümkün. Kapsamlı malzeme nakline uygun diğer güzergahlar da tahsis edilmiş durumda. Bütün bu değerlendirmelere baktığımızda Azerbaycan'ın bu konuda eleştirilmesinin haklı bir zemini olmadığını düşünüyoruz."

Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov ise kardeş ülkede bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, temaslarında Azerbaycan ile Türkiye stratejik ilişkileri kapsamında geniş fikir alışverişinde bulunduklarını aktardı.

Bayramov, devlet başkanlarının liderliğinde geliştirilen Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin tarihte olmadığı kadar yakın ve yüksek düzeyde bulunduğunu vurgulayarak, iki ülkenin birlikteliğinin Azerbaycan'ın ulusal lideri Haydar Aliyev'in "bir millet, iki devlet", Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir" sözlerinden kaynaklanan felsefe temelinde kurulduğunu ve ilerlediğini dile getirdi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için rahmet dileyen Bayramov, depremin ilk anından itibaren Türkiye'nin yanında olduklarını, imar ve ihya çalışmalarında da Türkiye'nin yanında bulunacaklarını kaydetti.

Bayramov, 15 Haziran 2021'de imzalanan Şuşa Beyannamesi ile iki kardeş ülkenin ilişkilerinin resmen müttefiklik seviyesine yükseldiğini hatırlatarak, işbirliklerinin daha da güçlendiğinin altını çizdi.

Türkiye ile ekonomi, askeri alan, ulaştırma, sağlık, tarım, gıda güvenliği, kültür ve bir dizi alanda işbirliği içerisinde bulunduklarını söyleyen Bayramov, "Azerbaycan ve Türkiye, hem ticaret hacmi hem de karşılıklı yatırımlar açısından başlıca ortaklardır. 2022'deki ticaret hacmimiz 2021'e göre yüzde 25 arttı. 2022'de ticaret hacmimiz yaklaşık 6 milyar dolar oldu. 2023'ün ilk ayının verilerine göre, geçen yıla nazaran yüzde 34 artış yaşandı ve 3,9 milyar doları geçti." diye konuştu.

Bayramov, enerji alanındaki işbirliklerine de değinerek, "Güney Gaz Koridoru, Avrasya'nın enerji haritasını değiştiren bir proje oldu. Bu projenin genişletilmesi, Türkiye ve Avrupa'ya ilave doğal gaz sevki için somut projeler hayata geçiriliyor." dedi.

Üçüncü ülkelerle yapılan üçlü işbirliklerinden de bahseden Bayramov, "Gürcistan, İran, Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan'la başarılı üçlü ve dörtlü işbirlikleri yürütüyoruz. Azerbaycan, Türkiye, İsrail platformu da ilişkilerimizin daha geniş coğrafyada gelişimi açısından faydalı olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Azerbaycan, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesini açık şekilde destekledi"

Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan'la normalleşme sürecine de değinen Bayramov, şöyle devam etti:

"30 yıllık işgal döneminde yaşananlara rağmen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ocak 2021'de düşmanlık sayfasını çevirmeye ve barış anlaşması üzerinde çalışmaya hazır olduğumuzu açıkladı. Azerbaycan, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesini açık şekilde destekledi. Ermenistan'ın bundan sonraki tutumu ise birtakım sorular doğuruyor.

Şubat 2021'de Ermenistan'a barış anlaşmasının 5 temel ilkesini takdim ettik. Bundan sonra uluslararası arabulucuların vasıtasıyla müzakereler başladı. Şimdi müzakereler devam ediyor. 2. Karabağ Savaşı sonrasında Ermenistan Başbakanı'nın (Nikol Paşinyan), Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü sözde de olsa açık şekilde kabul etmesi yaklaşık 2,5 yıl sürdü. Bu sözle yapılan onayın belgeye dökülmesi ve imzalanmasının bu kadar uzun sürmeyeceğini umuyoruz."

- "Kutsal kitaplara saldırılar, İslam karşıtlığının tezahürlerinden sadece bazılarıdır"

Bayramov, Danimarka ve İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırılara ilişkin şunları kaydetti:

"Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar kabul edilemez ve bunu kınıyoruz. Bunu insan hakları ve ifade özgürlüğü ile açıklamak doğru değildir. Yaklaşık 2 milyar insanın duygularıyla oynamak, hiç kimseye bunu ifade özgürlüğü şemsiyesi altında açıklamaya esas veremez. Bu ülkelerin hükümetleri çok ciddi ve etkin adımlar atmalıdır. Biz bu yapılanları daha geniş manzaranın parçası olarak ele almalıyız. Maalesef bazı ülkelerde İslam karşıtlığı artmaktadır. Kutsal kitaplara saldırılar, İslam karşıtlığının tezahürlerinden sadece bazılarıdır."

Detaylar birazdan...

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.