Voice Stüdyo’nun sahibi Ali İnceparmak, Türkmen müzik dünyasına yön veren isimlerden biri. Son yıllarda neredeyse tüm Türkmeneli sanatçılarının kayıtlarını yapan İnceparmak, yoğun temposunu, Türkmen müziğinin gidişatını ve geleceğe dair düşüncelerini TEBA Magazin’e anlattı.
“Vaktimi kredi kartı gibi harcıyorum”
2017’den bu yana yoğun bir tempoyla çalıştığını belirten İnceparmak, işine duyduğu sevgiden ötürü yorgunluk hissetmediğini söylüyor:
“Vaktimi kredi kartına benzetiyorum; ne kadarını eve ne kadarını arkadaşlara ne kadarını özel hayatıma ve ne kadarını işime ayıracağım diye hesaplıyordum. Ama artık bunların hiçbiri kalmadı diyebilirim. Vaktimin çoğunu işe veriyorum. Yine de mutluyum çünkü sevdiğim işi yapıyorum. Huzurumu burada buluyorum. Zaten arkadaşlarım da çoğu zaman buraya geliyor.”
“Müziğimiz doğudan batıya kayıyor”
Türkmen müziğinde yaşanan değişimlere değinen İnceparmak, özellikle düğün müziklerinde batıya yönelişin arttığını dile getiriyor:
“Sanatsal bestelerimiz çok az. Yüzde olarak söylesem en fazla beş. Çoğunlukla düğün şarkısı yapıyoruz. Önceleri daha çok doğu enstrümanları kullanılırdı ama şimdi sanatçılar batı tarzı istiyor. Elektronik davul, elektro bas gitarı tercih ediyorlar. Bu en büyük fark. Bir de teknoloji çok hızlı değişiyor; sadece bu yıl stüdyomun sistemini üç-dört kez yeniledim. Kalite farkı da bariz şekilde ortaya çıkıyor.”
“Türkmen müziği çok yerel kaldı”
Türkmen müziğinin hâlâ kendi sınırları içinde sıkıştığını ifade eden İnceparmak, durumun hem olumlu hem de olumsuz yönleri olduğunu dile getirdi:
“Sanatçılarımız hâlâ çok yerel düşünüyor. Çoğu sadece kendi bölgesinde tanınmakla yetiniyor. Bağdat’a bile ulaşmakta zorlanıyoruz. Bir Arap’ın Türkmen müziğini açıp dinlemesi çok zor. Çünkü tek tipte kalmışız. Aslında öyle bestelerimiz var ki, dilimizi bilmeyen biri bile müziğinden zevk alabilir. Ama talep az olduğu için bu tür eserler fazla üretilmiyor.”
“Eski şarkılarla yeniler arasında denge olmalı”
“Eski şarkılarımız nerede kaldı?” diyenlere de değinen İnceparmak, müzikteki değişimin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor:
“Gençler eski şarkıları fazla bilmez. Zaman değişiyor, zevkler değişiyor. Nasıl kimse eski arabayı sürmek ya da eski elbiseyi giymek istemezse, müzikte de durum aynı. İnsanların kulağı artık orgla, elektronik seslerle dolmuş. Ama elbette eski şarkıların da ayrı bir yeri var. Bence iki tarafa da hak vermek lazım. Değişim kaçınılmaz ama geçmişi de unutmamalıyız.
“Gelecek için eğitim şart”
Türkmen müziğinin geleceği hakkında umutlu ama temkinli konuşan İnceparmak, asıl meselenin eğitim olduğunu belirterek, “Bizim 6-7 kişilik müzik ekiplerimiz var; keman, ud, saz, ney, klarnet gibi zengin bir enstrüman çeşitliliğimiz var. Bu yüzden geleceğimizin iyi olma ihtimali yüksek. Ama yeni nesil sadece org veya gitarla yetiniyor. Çeşitlilik azalırsa zenginlik de kaybolur. Bunun için devletin sahip çıkması, okullar ve bölümler açması gerekiyor. Profesyonel eğitim verilmezse geleceği iyi görmüyorum. Bir elle ses çıkmaz, bu işin tek kişilik olması mümkün değil. Eğitim ve destek şart.” dedi.