Ali Bapir açıklamasında “Umarım Kuzey Kürdistan’daki bu Barış Süreci başlamışsa, yarıda kalmaz ve devam eder. Ancak bu da PKK ve PKK dışındaki Kürt taraflarının, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etme hakkına inanarak, bağımsız bir gündemle hareket etmesine bağlıdır. Başka devletlerin ya da bölgelerin gündemlerini değil, kendi halkının çıkarlarını esas almalıdır.” dedi.
Bapir, “Türkiye, Kürtleri zayıf veya etkisiz bir unsur olarak görmemeli. Kürtleri düşman olarak değil, samimiyetle yaklaşılması gereken bir halk olarak tanımalıdır. Türk ve Kürt halklarının kanı birbiriyle karışmıştır; bu kan düşmanlık için değil, ortak bir gelecek için akmıştır. Bu enerjiyi savaş yerine ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için kullanmak daha doğru olacaktır.” ifadesinde bulundu.
Komel lideri, “İran’da da benzer bir adım atılmasını temenni ediyorum. İster hükümet tarafından ister Kürt güçleri tarafından atılsın, barışçıl bir süreç başlatılmalıdır. Elbette bu konuda adım atması beklenen taraf öncelikle devlettir. İran, meseleyi sadece güvenlik veya askeri bir sorun olarak değil, Kürtlerin de diğer milletler gibi doğal haklara sahip bir halk olduğunu kabul ederek değerlendirmelidir. Kürtlere de Farslara, Türklere ve diğerlerine tanınan haklar verilmelidir.” açıklamasında bulundu.
Bapir, İran’ın bölgesel krizlere de değinerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer İran bu adımı atarsa, bu hem İran hem de Kürtler için bir onur olur. Bugün İran, Siyonist çevreler ve Amerika tarafından desteklenen çatışma politikalarıyla karşı karşıya. Kürtlerle barışmak İran’ı daha güçlü kılar, iç istikrarını artırır. Kürtlerin özerk ya da federal bir yapıya kavuşması da bu gücü zayıflatmaz, aksine devleti daha dayanıklı hale getirir.”